ALIŞMAK

         Bir işi kolaylıkla yapabilmek, yadırgamaz ve uyar duruma gelmek, intibak etmek, bağımlılık kazanmak, ısınmak, evcilleşmek, yanmaya başlamak vb. Bunlar “alışmak” kelimesinin anlamıdır. Bir sürü alışkanlıklarımız vardır tam onlara uyum sağlamışken yeni şeylere alışmamız da gerekir ve ihtiyaçtan doğan bu yenileri kabullenmek bazen zor da olsa bir parçamızdır. İşte onlardan bir demet,                                                                                                                               

         Yeni Türkiye’de!  Bizi nelere;

         Dış politikamızın iflasına, hangi ülkenin liderine dostum, kardeşim gibi iltifat etmişsek onların yıkılışına,                                                      

         Çözüm denilen sürecin başımıza çok işler açtığına,

         Terör örgütü elebaşına “Sayın demeyi suç olmaktan çıkarttık” diye övünen Başbakan yardımcısına ve terör olayının arkasından oylarımız arttı diyen başbakana,

         Bizi kandırdılar ve ne istediler de vermedik diyen başbakanlara, Anayasa Mahkemesi kararı için “ Saygı duymuyorum ve uymuyorum”,  “Ben gidersem devlet yıkılır” diyen cumhurbaşkanlarına,                                                                                                                

         Dinin, imanın, insanlığın, hırsızlığın, yolsuzluğun, yalanın, dolanın oya bu kadar endekslendiğine,

         Devletin olanaklarını vatandaşa veren iktidarın, karşılığını oya endekslemesine,

         Başbakan müşavirinin vatandaşı tekmelemesine,

         Vakıflarda ve okullarda öğrenci istismarlarına,

         Mehter marşı çalarak kendi ilçemizi feth etmeye,

         Teksasdaki at pazarlığından sonra “Kayseri pazarlığı” da yapmaya,

         Her bombalı saldırıların ardından; Yayın yasağı konulmasına, gerekli tedbirler alınmıştır, vatandaşlarımız endişe etmesin deyimlerine ve güvenlik zirvesi yapılmasına,                                                                                                 

         Terör örgütlerinin dini motiflere göre değerlendirilmesine,

         Yolsuzlukları, yaptık dedikleri yolun zemininde gizlemeye,                                                                                                                                 

         Yabancılar, istihbarat uzmanlarının verisi doğrultusunda elçilik ve okullarını kapatırken bizimkilerin telaşa ve paniğe gerek yok diyerek el ense yatmasına,

         Güvenlik nedeniyle maçları oynatamayanlara,                                                                                                                                                       

         Ve gözümüzün içine baka baka bize oy verin, istikrar gelsin palavralarına,

         Alıştırdılar!                                                                                                                                                                                          

         Bu alıştırmalar uzun yıllar önce “Alışamadım” diyen teğmeni ordudan atanlar tarafından bilinçli olarak başlatılmıştı. Öngörü sahibi teğmenin alışamadığı şahıs üniter yapıyı tartışmaya açmıştı. Üniter devleti kuranlar

Terörü de yok eder. Yeter ki sorun iç siyaset malzemesi yapılmasın, kararlılıkla üstüne gidilsin ve terörün getireceği oylardan çok uzun vadede ülkenin geleceği düşünülsün. Bunları da ülkeyi yönetenler yapabilirler. Artık ülke çıkarlarını kişisel ihtirasların önünde tutma zamanıdır. Bizi her melanete alıştırdılar ama terörle yaşamaya alışmayacağız. Terör gidecek ama biz yıkılmayacağız.