28 Nisan 2024

AZİZ YILDIRIM Pirincin taşını bu kez de ayıklayabilecek mi?

  • PDF

Türk insanı için en kutsal görev sayılan askerlik hizmetinden kurtulmak için sahtekarlığa başvuran bir kişi, ülkenin en güzide kulüplerinden birinin başında bulunuyor. Ayrıca her fırsatta veya ihtiyaç duydukça çeşitli ayak oyunlarına başvurduğu için hapislerde yatıyor.Zaman zaman soyunma odalarını basıyor, tehditler savuruyor ama sonunda gene sütten çıkma ak kaşık gibi toplumun karşısına çıkıyor.En son olarak da, ilk devresi 1-1 berabere biten Bursaspor maçının devre arasında maçın hakemine; “Federasyon mederasyon anlamam. Alayınızın cezasını ben vereceğim. Hakemlik hayatınızı bitireceğim” gibi tehditler savuruyor. Sonra da takımı maçı 4-1 kazanınca haklı olarak tüm spor camiası,hakemlerin kimyasını bozup, yanlış karar vermelerine neden olduğu için, onu suçluyor.Bu adam halen insanların karşısına başı dik çıkabiliyor, hem de hiç utanmadan.(Buraya kadar olan bölüm maçını oynandığı günün akşamı yazılmıştı. Bundan sonraki kısım ise pazartesi akşamı yazılmıştır.)Pazartesi günü akşamı bir televizyon kanalının, maçlardaki pozisyonlardan çok, spor camiasındaki gelişmeleri konu alan bir programında yapılan yayında, durumun hiç de öyle olmadığı ortaya çıkıyordu.Aziz Yıldırım’ın yukarıdaki sözleri söylediğini ortaya atan Bursasporlu bir görevliyi, takım arkadaşları da dahil, hiç kimse doğrulamıyordu. Herkes, telefonla ilgili spor programına bağlanmaktan kaçınıyordu. Bağlananlar da içeriye girdiklerini ve konuşmaları duyamadıklarını söylüyorlardı.Bu iddiayı ortaya atan kişi ise kafayı polis kamerasına takmıştı. Bu kamerada herşeyin kayıtlı olduğunu söylüyordu.Tartışmanın en önemli ve doğru yorumunu ise Erman Toroğlu yapıyordu: Eğer bu iddialar doğru değilse, Aziz Yıldırım yukarıdaki kişinin iddia ettiği gibi değil de, Fenerbahçe kulübünden yapılan açıklama gibi konuşmuşsa, kesinlikle iddia sahibi kişi hakkında dava açmalıydı. Dolayısıyla da mahke-me iddiaların doğru olup olmadığını belirlemek için polis kamerasını isteyecekti. Böylece her şey ortaya çıkacaktı. Eğer Aziz Yıldırım mahkeme yolunu seçmezse ya da polis kamerası mahkemeye gönderilmezse, bu kez Bursasporlu görevli haklı olmalıydı.Bu yazının gazetede çıktığı gün belki de her şey daha netleşmiş olacaktır. Ya da bekleyip göreceğiz.Eğer Aziz Yıldırım’ın ağzından yukarıdaki cümleler gekçekten çıkmışsa, artık yeter, bu onun en azından futbol dün-yasındaki sonu olmalıdır.Kıssadan hisse:Adı çıkmış 9’a inmez 8’e diye güzel bir deyiş vardır dilimizde.Ey Aziz Yıldırım!Senin adın bırak 9’u, çoktan 49’a falan çıkmıştır. Toplum içinde ağzından çıkacak her söze dikkat etmek zorundasın. El oğlu söylediğin bir sözü, cımbızla çekip aleyhine kullanabilir. Sen sabıkalı bir kişi olarak bırakın so-yunma odalarına girmeyi, maçlara bile gelmesen senin için çok iyi olur. Zira seni çekemeyenler, bakışlarınla bile hakemi veya futbolcuları etkilediğini ve maçın kaderini değiştirdiğini ileri sürebilirler.Hele o sözleri gerçekten söylediysen, bu spor camiası gene de senin yüzüne bakacaksa, yazıklar olsun bu insanlara…İkinci olasılık: Aziz Yıldırım, FB kulübü tarafından yapılan açıklamadaki gibi, pek öyle hakaret veya tehdit içermeyen ama gene de belki suç sayılabilecek cümleler söylemişse, bunu epeyce abartarak, yukarıdaki gibi yenilir yutulur türden olmayan sözler haline getiren o Bursalı görevli insanların yüzüne nasıl bakacak…Her iki durumda da; “Dilim, giydirir bana kilim”“Ne çektimse dilim belası”“Bin dinle, bir söyle”“Konuşmak gümüşse, susmak altındır” şeklindeki atasözlerimizin ne kadar doğru olduğu ortaya çıkacaktır.Sonucu merakla bekliyoruz ve yukarıdaki atasözlerinin, bu iki kişiden, hangisinin kulağına küpe olması gerektiğini de göreceğiz…

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde