MİLLETVEKİLLİĞİ MAAŞI İNDİRİLMELİDİR

7 Haziran seçimleri için aday başvuruları başlayınca 28 Şubat 2015 tarihinde “Aday Adaylarına Çağrı” başlıklı bir yazı kaleme alarak sayısı 2.000’i bulan e-posta adreslerine göndermiş,  facebook sayfamda da paylaşmıştım.

Yazı, adaylardan şu istekte bulunuyordu: 15.000 lira civarında olan ve ödenek olarak adlandırılan milletvekili maaşlarını 3.000 lira ile sınırlama sözü verin.

Bu 3.000 lira asgari ücretin üç katı ve emekliliği gelmiş bir öğretmenin maaşının biraz üstündeydi. Kişi başı yıllık  gelirin 10.000 dolar olduğu, sınıflar arasında büyük uçurum bulunan Türkiye’de bir milletvekilinin, kendilerine tanınan diğer bazı ekonomik imtiyazlar bir yana 15.000 lira maaş alması abesti, haksızlıktı. Bu para vergiler yoluyla yurttaşlardan alınıyordu.

15.000 lira maaş, birçok adayın iştahını kabartıyor, bu maaşa ulaşmak için onları seçimlerde yüklü harcamalar yapmaya zorluyordu.

7 Haziran’dan sonra oluşan Meclis’te milletvekillerinin meslekleri üzerinde yapılacak bir araştırma, bunların zaten iş adamı, avukat, doktor, mühendis gibi orta ve üst gelir gruplarına mensup insanlar olduğunu gösteriyor.

Yazımın beklediğimin altında bir ilgi gördü. Yalnız bir yerel gazetede, 4 internet sitesinde yer bulabildi. Facebookta 45 kişi tarafından beğenildi, 12 kişi tarafından paylaşıldı. Yalnızca 8 yorum aldı. İzleyen günlerde Cumhuriyet’te haftalık köşe yazısı yazan Ataol Behramoğlu, ad vermeden bu öneriyi destekleyen bir yazı yazdı. Yazısı herhalde on binlerce kişi tarafından okunmuştur. Hepsi o kadar… Balıkesir’den aday adayı olan bir öğretmenin, seçilirse maaşının yarısını partisinin ilçe örgütlerine bağışlayacağı, Ankara’dan bir adayın seçilirse maaş almayacağını vaat etmesi de o günlerin haberleri arasındadır. Parlamentoya girmiş olan bir kadın adayın bir televizyon mülakatında, seçilirse milletvekili maaşlarının düşürülmesi için çalışacağını vaat ettiğini de eklemeliyim.

Seçimlerden sonra, iş adamı bir milletvekilinin maaşına hiç dokunmayacağını, bununla memleketi olan İzmir’de 50 kıza burs vereceğini açıklaması da olumlu bir öncülüktür. Geçmişte maaşından burs veren bazı milletvekillerinin olduğu biliniyor, bundan sonra olması da beklenir.

Ne var ki, asıl olan alınan bu maaşın harcanma biçimi değildir. Bir kanunla, bu maaşın sınırlanmasıdır. Milletin vekillerinin ortalama bir yurttaşın hayat standartlarında yaşamayı kabul etmesi, böylece çoğunluğun vekili olduğunu kanıtlamasıdır. Böyle bir durum, onları halk yararına getirecekleri diğer öneriler ve yaptıkları çalışmalarla birlikte halkın gözünde yüceltecek, halkla vekili arasındaki uçurumu azaltacaktır. “Nasılsa yüklü bir maaş alıyor” diye düşünen seçmenlerin varına yoğuna onları masrafa sokmasının önünü de alacaktır.

Önerim, neden beklediğim ilgiyi görmedi? Sanırım, halk bu konuda umutsuz. Sanki “Bal tutan parmağını yalar” hükmü yerleşmiştir ve milletvekillerini bu konuda ikna etmenin imkânsızlığına inanılmıştır. Oysa toplumsal mücadele, bu seçim sonuçlarında da görüldüğü gibi  imkânsız görülen bazı şeyleri gerçekleştirme potansiyeli taşıyor.

Yeni dönemde asgari ücret 1.500 lira olursa, milletvekili maaşları için  3.000 liralık önerim, gene asgari ücretin üç katı civarında olan 5.000 lira olarak güncellenebilir. Zaten seçilmeden önce yeterli geçim kaynaklarına sahip olan milletvekilleri için 5.000 liralık ek bir aylık gelir, hiç de az sayılamaz.

Meclisin yasama çalışmalarına başlayacağı şu günlerde, ilk işlerden biri olarak milletvekili maaş konusunun ele alınmasını yeniden öneriyor, bu yazıyı okuyanların  öneriyi yayarak desteklemelerini bekliyorum.