DEVLET DEĞİRMENİ DÖNER...
- Salı, 23 Haziran 2015
- Zeki Sarıhan tarafından yazıldı.
Son genel seçimlerde boylarının ölçüsünü alan partiler, hükümet kurmak için birbirleriyle anlaşamıyorlar. Herkes “Sen kur!” diye bir diğerine ikramda bulunuyor. Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden Erdoğan’ın vesayetinde bir hükümet kurmanın ateşten gömlek olduğunu hepsi biliyor. Davutoğlu bile.
Türkiye neredeyse hükümetsiz kalacak! Birçoklarımız sanki sahipsiz kalacakmışız gibi “Biz hükümetsiz ne yapacağız?” diye korkuya kapılıyor. Oysa endişe etmeye hiç gerek yoktur. Devlet işlerinin yürümesi için Davudoğlu’nun, Kılıçdaroğlu’nun veya onun öne sürdüğü Bahçeli’nin başbakan olmasına gerek yoktur. Meclis yetim çocuğu Demirtaş da boynunu büküp bir tarafta beklese hiç fark etmez. Hatta hiç hükümet olmasa da devlet işleri yürür.
Devlet işleri nelerdir?
Birincisi vergi toplamaktır. Vergi memurlarımız görev başında değil mi?
İkincisi her erkeğe askerlik yaptırmaktır. Askerlik şubeleri ve kışlalar ortadan mı kalkmıştır? Hayır, “Yat, kalk, sürün!” komutları aynen devam edecektir.
Üçüncüsü eğitim diyelim. Öğretmenler ve öğrenciler tatile girmekle birlikte müdürler işlerinin başındadır. Yaz tatili bittiğinde de herkes sınıflarının başına geçeceklerdir.
Hükümet kurulamadı diye, memurların maaşları kesilecek değildir.
İnşaat işleri hızını kesmeden devam ediyor. Müteahhitler, vergilerden toplanmış hazineden hak edişlerini almaktadırlar. Havuza da gönüllerinden ne koparsa bir şeyler atmaktalar.
Cumhurbaşkanına hakaret davalarını görmekle görevlendirilen savcılar ve hâkimler tatile çıkmış değillerdir.
MİT tırlarıyla IŞİD’e gönderilen yardımlar ise hamdolsun yerine ulaşmıştır ve bu kepazelik ortaya çıktıysa da IŞİD’çılar ülkemize ellerini kullarını sallayarak girip çıkmaktadırlar.
Devlet işleri aşağı yukarı bunlardır.
ASİYAB-I DEVLET
Ziya Paşa ne demiş:
Asiyab-ı devleti bir har olsa döndürür.”
Eski başbakanımız meydanlarda herkesin Osmanlıca öğrenmesi gerektiğini boşuna söylememişlerdir. Büyüklerimizin bu gibi sözlerini anlayalım diye gayet yerinde bir emir vermişlerdir. Tahsilimizi henüz mezar taşlarını gürül gürül okuyacak kadar ilerletememiş isek de Ziya Paşa’nın o cümlesinde “Devlet değirmenini bir eşek bile döndürür” dediğini anlıyoruz.
Kast edilen değirmen, eskiden bir eşeğin döndürdüğü su dolabıdır. Düzen kurulmuştur. Zavallı eşek, bağlı olduğu çarkın etrafında hep aynı yönde döner durur… Buna şartlandırılmıştır. Yaptığı işin mahiyetini düşünemez. Ara sıra yem torbasına konulan birkaç avuç arpa onun için yeter.
Ziya Paşa, (1825-1880) Tanzimat döneminin ünlü bir aydını, şairi, devlet adamıdır. Bu işleri hepimizden daha iyi bilir. Sürgün nedeniyle Avrupa da görmüş adamdır. Valilikler yapmıştır. Türkiye’nin 1876’da ilk anayasasını yapanlardandır. Son görevi olan Adana Valiliği sırasında öldüğü için türbesi oradadır ve adı büyük bir caddeye de verilmiştir.
Eski adamlar erken olgunlaşırlardı. O da 55 yaşına büyük deneyimler sığdırmıştır. En az 135 yıldır darbımesel haline gelmiş yukarıdaki özdeyişiyle tecrübesini konuşturuyor.
Hiç telaşa gerek yok! Devlet değirmenini bir eşek bile döndürür. (21 Haziran 2015)