30 Nisan 2024

zeki-sarihan

GÜNEŞLİ BİR HAZİRAN SABAHI…

  • PDF

 

Türkiye halkı, 8 Haziran sabahı bir kâbustan uyandı. Sonu uçurum olan bir yolun sonuna varmadan viraj almayı başardı. 13 yıllık iktidarlarıyla sarhoş olanları “Kendine gel!” diyerek silkeledi. Kibre, gurura, kendini beğenmişliğe, kanunsuzluğa, milletin yarısını hain ilan etmeye onay vermedi. Kürt sorununun barışçı yollarla çözümlenmesi için kapıları araladı.  Büyük insanlık, her türlü yalana, dolana, güç kullanmaya, sermayenin sınırsız farz edilen gücüne karşı sağduyusunu harekete geçirdi. Ortak irade AKP’ye “Seni artık tek başına hükümette görmek istemiyorum” dedi.

 

7 Haziran 2015 seçim sonuçları üzerine ağzı kulaklarına varanlardan biri de benim. Bunun nedeni, yalnız yukarıda birkaçını yazdığım seçim sonuçları değil, bu süreç içinde, yani en az 13 yıldır yazdıklarımın doğrulanmış olmasıdır. AKP, Türkiye’yi yönetenlerin ekonomide ve yönetimde başarısızlıkları üzerine halka ekonomik refah vaat ederek iktidar oldu. Bu konuda bazı başarılar da kazandı. Kendine meşruiyet sağlamak için demokrasi kavramını kullandı. Ancak giderek bir güç zehirlenmesine uğradı. Ekonomik kaynakları kendi yandaşları lehine kullanmaya başladı. Toplumu gericileştirmek için eğitim kurumunu medreseleştirme gayretine girdi. Bir Osmanlı dünyası hayaliyle Türkiye’nin nerdeyse bütün dünya ile arasını bozdu. Buna karşı direnenleri polis gücüyle yargıya verdiği emirlerle bastırmak istedi.

 

İki yıl önce Taksim direnişleri sırasında “AKP’nin yıkılışı başladı” diye yazmıştım. Yıkılmaya başlaması biraz geç oldu ama tarih her zaman sabırlı olduğunu göstermiştir. Toplumlar “Geç olsun da güç olmasın” diye düşünürler. Her saltanatın bir sonu vardır. Yanlış yola sapanların sonunda yollarını kaybetmesi kanundandır. Hızlı gidenlerin ayakları eteklerine dolaşır. AKP iktidarı, Türk toplumunun kimyasını değiştirme hayaline kapıldı ve bunun yaratacağı tepkiyi bastırabileceğini sandı.

 

Bütün bunları bıkmadan usanmadan, bazen tekrara düşmeyi de göze alarak yazıp durdum. Gönüllü bir birliktelik temelinde Türk-Kürt kardeşliğini savundum. Irkçılığa varan bir Türk milliyetçiliğinin miadını doldurduğunu dile getirdim.

 

DAHA ÇIKACAĞIMIZ YOKUŞLAR VAR

 

8 Haziran’daki keyfimin bir nedeni de, bütün bunların Türkiye halkında bir karşılığının olduğunu görmektendir. Elbet de tam düze çıkmış değiliz. Daha çıkacağımız sarp yokuşlar var. Atalarımız "Merdiven basak basak" demişler. Fakat yolumuzun nereye çıkacağını ve hayatımızda umut denen bir şeyin fantezi olmadığını da gördük.

 

Bu genel saptamalardan sonra, seçim sonuçları hakkında tartışılmakta olan güncel birkaç konuya değinmeliyim:

 

1.Tayyip Erdoğan uğradığı büyük yenilgi karşısında cumhurbaşkanlığı makamından istifa etmelidir. Hepimiz her gün ona bu isteğimizi hatırlatmalıyız. O, özellikle seçim sırasındaki taraflı tutumuyla suç işlemiştir ve makamında artık kanunsuz olarak oturmaktadır. Kendilerine yol göstermek bana düşmez ama AKP, Erdoğan'sız olarak yoluna devam ederse bundan kazançlı çıkar.

 

2. Koalisyon seçenekleri tartışılıyor. Herhangi bir parti ile koalisyona girmek veya girmemek siyaseten kâr-zarar hesabına dayanır. Seçimden sonra yeni bir durum doğmuştur. Örneğin AKP ile CHP’nin koalisyon hükümeti kurması korkunç bir şey değildir. Bu konuda görüşümü soran bir arkadaşa şaka yollu da olsa şöyle yanıt verdim. “Niçin olmasın? AKP yol, baraj, köprü yapsın, CHP’ye de Millî Eğitim ve Adalet Bakanlığı verilirse pek âlâ olabilir.” Başka seçenekler de var elbet. Ecevit’le Erbakan 1973’te Adalet Partisine karşı ortak hükümet kurmuşlardı.

 

3. Bugünkü seçim sonuçlarının ABD tarafından ayarlandığını, amacının Türkiye’yi bölmek olduğunu ileri sürenlerin bu komplo teorilerine şaşmamak elde değildir. Bu teorilerin halkın görüşünde hemen hiçbir değeri de yoktur. Bütün tantanalı iddialara ve vitrin düzenlemelerine rağmen Vatan Partisi’nin yüzde 0.35 alması düşündürücüdür. Herkesi hain ilan etmek yerine en önce kendisi için durum değerlendirmesi yapması gereken bu partidir.

 

4. CHP’den HDP’ye en az yüzde 2 kadar oy kayması karşısında CHP’nin kaygılanmasına gerek yoktur. Bu sonuç AKP’yi büyük bir geriletmeye uğrattığı için CHP’nin de, milletin de yararına olmuştur. Matematikten hoşlanmadığımız söylenir. Geçmişte öğrencilerin en çok sınıfta kaldıkları ders matematikti. Bu seçim CHP’li seçmenin matematik bildiğini göstermiştir!

 

5. HDP’nin yüzde 13’lük başarısı ve Meclis’e 80 milletvekili sokması, geçmişte Kürt köylerine insan pisliği yedirmenin ve Diyarbakır Cezaevinde uygulanan korkunç işkencelerin bir karşılığıdır. Bu başarı 1965 seçimlerde Türkiye İşçi Partisinin o zamanki millî bakiye sistemiyle yüzde 3 oy alarak Meclis’e 15 milletvekili ile girmesine benzemektedir. Ancak bu kez başarının çapı 5 kat büyüktür. Türk sosyalistleri ile Kürtler arasındaki bağ, artık kalın bir halatla sağlamlaştırılmıştır. Kendileri sosyalizmi çoktan terk ederek boğazlarına kadar ırkçılık batağına saplanmış olanların Türk-Kürt halklarının bu birlikteliğini savunan sosyalistleri, sosyalistlikten sözüm ona ihraç etme çabaları gülünçtür.

 

Gelecekten umutlu olmamız için çok sebep var. Bunların en başında gelen toplumların ortak aklı ve muhakeme gücüdür. Doğruları savunanlar er geç daha büyük başarılar kazanacaktır. (8 Haziran 2015)

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde