30 Nisan 2024

zeki-sarihan

CHP İKTİDAR ŞANSINI NİÇİN KULLANAMIYOR?

  • PDF

Cumhuriyet Halk Partisi, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde beklediği sonuçları alamayınca, parti içinde pusuya yatmış olan muhalefet başını kaldırdı,  Genel Başkan ve ekibi giderse, bundan sonraki seçimlerde daha iyi sonuçlar alacaklarını söylemeye başladı. Hatta genel başkanlığa adaylığını koyan Muharrem İnce, en geç iki seçim sonra partiyi iktidar yapacağı yolunda kesin konuştu.

Onun elindeki sihirli iktidar formülünün ne oğlunu bilmiyoruz. Parti içi demokrasinin etkin hale getirilmesinden başka dişe dokunur bir vaadi yok.

CHP HANGİ SINIFLARIN TEMSİLCİSİDİR?

İktidarı ele geçirmek, sonuçta sınıf mücadesinin bir parçasıdır. CHP, hangi sınıfın partisidir? Gerçekte bu partinin içinde Batıcı büyük burjuvaziden küçük burjuvazinin çeşitli katmanlarına kadar birkaç sınıfın çıkarları toplanmış gibidir. Partide hiç eksik olmayan itişip kakışmalar, bazen kişisel de görünseler bu sınıfların çıkarlarını ön plana çıkarma mücadelesinden başka bir şey değildir.

CHP’NİN ŞANSI VE ŞANSSIZLIĞI

Türkiye’nin 1923’te kurulan en eski partisi  olması, CHP için hem en büyük şans, hem de en büyük şanssızlıktır. Şans olmalıdır, çünkü CHP 91 yıllık tarihi boyunca siyasi mücadele, iktidar olma ve ülkeyi yönetme konunda muazzam bir birikime, deneyimli kadrolara, büyük bir tarihsel birikime sahip olması beklenir.

Fakat, onun en büyük şanssızlığı da  özellikle bütün rakiplerini yasaklayarak tek başına devleti yönettiği 1923-1950 döneminde, kitlelerde bıraktığı olumsuz izlenimdir. Gerçekte bu dönemde CHP devleti yöneten bir güç de değildir. Şeflik sisteminin kitleler üzerindeki baskı aracıdır. CHP, bu dönemde iki özelliği ile tanınmaktadır: Kitlelerin yoksulluğu pahasına ağır vergilerle yeni bir burjuva sınıfının yaratılması ve bunun sağlanması için siyasi hakların yok edilmesi.

KÖPRÜLERİN ALTINDAN AKAN SULAR

Gerçi o tarihten beri köprülerin altından çok sular akmış, dünya birkaç kez yazılıp bozulmuştur, CHP ortanın solunda olduğunu ilan etmeye varıncaya kadar kendini yenilemiştir ama 27 yıllık ilk iktidar döneminde bıraktığı olumsuz izlenim onu hep kovalamaktadır. Geçen yıl CHP için yazdığım bir yazıya okuyuculardan birinin düştüğü not belki de en iyi çözümdü: CHP, 1950’de kendini kapatmalıydı. Yeni politikalarla yeni kurulacak bir partinin iktidar şansı belki de daha güçlü olurdu.

Tarihimizde bunun örnekleri vardır. İttihat ve Terakki, Birinci Dünya Savaşı sonunda politikaları iflas edince son kongresinde kendini feshetmiş ve yerine Teceddüt Fırkasını kurmuştu. Gerçi bu parti pek varlık gösteremedi ama İttihatçıların önüne yeni bir fırsat çıktı: İşgale uğrayan vatanı savunmak. İttihatçılar, Sivas Kongresi’nde İttihatçı olmadıklarına yemin ederek Yerel kongreler ve onların birleşmesinden oluşan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile milleti toparladılar. Halk onların arkasından gitti. Celal Bayar ve arkadaşları 1945’de CHP’li geçmişlerini bir yana bırakarak Demokrat Partiyi kurdu. Kitleler onların tek parti dönemindeki kimliklerine aldırmayarak DP’ye aktı. Tek Parti dönemini savunmak CHP’ye düştü ve bu durum ona kitlelerin desteğini sağlamadı.

1950’lerden beri, seçimlerin hep sağ partiler tarafından kazanılmasının sorumlusu CHP’den başkası değildir. 27 Mayıs 1960 devrim şartları, dünya halklarının ayağa kalktığı 1970’lerde başında köylü kasketiyle ‘’toprak işleyenin, su kullananın’’ diyen, askeri rejime meydan okuyan Ecevit’in seçim başarıları bu durumu değiştirememiştir.

Günümüz şartlarında CHP’nin politikalarını biçimlendirecek olan en önemli olgu 2002’den beri iktidarda olan rakibi AKP’nin tutumudur. İtiraf etmek gerekir ki, CHP, elinde olarak veya olmayarak AKP ile mücadelesinde başarılı olamamış, kitleleri ülkeyi bu partiden daha iyi yöneteceği konusunda  seçmenlerin çoğunu ikna edememiştir. Desteğini alamadıklarının çoğu, emekçilerdir. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş, AKP kendisine bağlı bir seçmen kitlesi yarattıktan başka CHP’nin en güçlü dayanakları olan ordu ve bürokrasiyi de emri altına almıştır.

CHP SİVİLLEŞME SANCISI ÇEKİYOR

Bu koşullarda CHP’yi bekleyen en önemli görev, ayaklarında bir zincirden başka bir şey olmayan geçmiş bürokratik özlemleri bir kenara bırakarak sivilleşmek, çarıkları çekmek ve emekçi halka başta refahla ilgili olmak üzere yeni bir program sunmaktır. Parti, yeni bir ekonomik bölüşüm planı açıklamaktan çekinmemelidir. CHP, geçmişin türküsünü çağırarak AKP karşısında başarılı olamaz. Türkiye, Kürt sorunu gibi yeni sorunlarla karşı karşıyadır ve bunların çözümü için cesur adımlar atılmak zorundadır.  CHP’nin yapamadığı da budur.

CHP bu haliyle de daha uzun yıllar bir muhalefet partisi olarak kalabilir ve iktidar karşısında dengeleyici bir rol oynayabilir.  Böyle partilere ihtiyaç da vardır. Ama iktidar olmak istiyorsa bugünkü haliyle bunu başarması hayaldir.

Halkçı CHP’lileri bekleyen görev de CHP adını ister değiştirsinler ister değiştirmesinler kitlelerin desteğini alacak gerçek bir HALK PARTİSİ programı yaparak yeni bir tutum ve dille AKP karşısında Türkiye’nin yeni durumunun gerektirdiği yeni bir politika yürütmektir.

 (Ayvalık, 24.8.2014)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde