30 Nisan 2024

zeki-sarihan

23 Yıl Önce (3) KİM NEREDE DURUYORDU?

  • PDF

Anadilinde eğitim tartışmalarına bir katkı ve hatırlatma olmak üzere, Öğretmen Dünyası dergisinin Nisan 1991 tarihli sayısında yayımlanan özel dosyanın son bölümünü yayımlıyorum.

Prof. Dr. Seçil Akgün (ODTÜ): Kendi dillerini konuşsunlar, kimse karışamaz. Eğitim dilinin Türkçe olması gerekir.Cemil Çakır (TÖB-DER Eski Genel Başkanlarından): Olumlu düşünüyorum. Herkes anadilini serbestçe konuşmalı, serbestçe eğitimini yapmalı. Yıllardır bunu savunuyoruz.

H. Hüsnü Cırıtlı (Ankara Emekli öğretmenler Derneği Başkanı): Benim için örnek ülkeler var. İsteyenlerin kendi dillerinde eğitimine kolaylık da gösterirler. Bunu bizim de göstermemiz mümkün. Ancak bizim jeopolitik durumumuz da önemli. Amerika gibi olamayız. Bu hakkı verirken dikkatli olmalıyız.Gülten Akın (Şair): Elbette özlenen, istenen kendi anadillerinde eğitim yapmalarıdır. Bir ulusun diline özgürlük tanıyorsan, eğitimini de kendi dillerinde yapması gerekir.

Mustafa Ekmekçi (Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı): İnsanlar eğitimlerini kendi anadillerinde yapabilmeli. Anadil, insanların öz dilidir. Ancak eğitim bir bütünlük içinde yapılmalı. Bölünmeye karşıyım. Birlik içinde eğitim olmazsa siyasal birliği sağlayamayız. Bütünlüğü bozucu her şeye karşıyım. Türk’ün de Kürt’ün de şovenistine karşıyım.

Prof. Dr. Aysel Aziz (Basın Yayın Yüksek Okulu): Konuya olumlu bakıyorum.

 

Ahmet Telli (Şair): Doğal ve insani bir gerçeklik. Dış müdahalelerle şimdiye kadar engellendi.Feyzullah Ertuğrul (Eğit-Der Eski Genel Başkanı): Öteden beri savunuyoruz. Pedagojik bir gerekliliktir. Çocuk dış dünyayı anasının kucağında öğrenir. Sinyallerini anadilinde alır. Anadilinden başka eğitim yapan bir okula giderse son derece zor öğrenir. Oysa anadil kavramları üzerine bina edilen bir eğitim daha kolay olur. Çocuğun dünyası, onun üzerine yapılanır. Eğit-Der olarak bu konuyu her vesile ile kamuoyunun önüne getirdik. Şimdi yapılan yalnızca konuşma ile sınırlı bir anadil özgürlüğü. Son derece yetersizdir. Eğitimi ve öğretimi kapsamadığı sürece anadil özgürlüğü verilmiş sayılamaz. Bütün ilgililerin ve basının bu konuda akıllı bir uğraş vermesi gerekir. Öğretmen Dünyası’nı konuya gösterdiği duyarlıktan ötürü kutlarım.

İlhan Alkan (Emekli Matematik Öğretmeni): Bu, evrensel bir ilkedir. Kürtçe diye bir dil varsa ve bu yaşayan bir gerçek ise bunun yaşama geçirilmesi gerekir. Kürtlerin kendi dillerini koruyup geliştirebilmeleri için de buna ihtiyaç vardır.

Doç Dr. Aydın Köksal (Gazi Üniversitesi): Ben Türkiye’de Türklerin anadiliyle eğitimi üzerinde çok durdum. Halen de duruyorum. Yabancı dilde eğitim çok zordur. Türkiye’de Türkler için doğru olan azınlıklar için de doğrudur. Bazı azınlıklar için bu hak zaten vardır. Doğru olan da budur.

Fethi Esendal (MEB Özlükişleri Eski Genel Müdürü): Her insanın kendi anadiliyle düşünmek, bunun için dilini öğrenmek, okumak, yazmak ve düşünce sembollerini öğrenmek, kişiliğini bunun üzerine kurup geliştirmek en doğal hakkı. Bu anlamda doğal olarak Kürtlerin de hakkı.

Remzi Öncül (Talim Terbiye Kurulu Eski Üyelerinden): Birleşmiş Milletler kabul etmiş. İlköğretim, her çocuğun anadilinde yapılır. Ortaöğretimde resmî dile geçilir. Bütün dünyada bu böyledir. Bulgaristan örneği ortada. Türkçe yasaklanınca kıyameti koparıyoruz. Kendimiz, kendi gerçekliğimize gözümüzü kapatıyoruz. Bir Doğu Anadolu gezimde, Elazığ’da Maarif Müdürüne dedim ki “Bu Kürt ocuklarının Türkçe ile öğretime başlatılması Türklere Kur’an öğrenmesine benziyor.Anlamını bilmeden, ilkokula başlayan Kürt çocuğu “Ata ot at” diye başlıyor ama hiçbir şey anlamıyor. Bunun bir kolayını bulsak, çocuğu anadiliyle öğretime başlatsak” dedim. “Aman sakın ha, bunu teklif etmek bile çok tehlikeli” cevabını vermişti.

                                         KİŞİLİK ANADİLLE KAZANILABİLİR

       Anadil en yalın tanımıyla çocuğun anasından, babasından, çevresinden öğrendiği dildir. Kişiliğin oluşmasında, dünyayı algılayıp kavranmasında en önemli etkendir. Bu önemden ötürüdür ki, bütün eğitim ve öğretim programlarında anadil öğretimine özel bir ağırlık verilir. Anadil eğitiminden sağlıklı bir biçimde geçmemiş bireylerde tam bir kişilik oluştuğu bile söylenemez. Çünkü duyarlılığın da, düşüncenin de boy atıp geliştiği bir topraktır anadili.

       Bu yönden tekini toplumsallaştırmada, toplumsal kişiliğini geliştirmede de anadili önemli etken olagelmiştir. Bu yönden kökeni, ulusallığı ne olursa olsun, her bireyin temel haklarından biridir.

       Bir ikinci dili öğrenmede de temel etken, anadili sağlıklı öğrenmedir. Bunun araştırılması yapılmıştır. Örneğin Amerika’da anadili İspanyolca olan bir grup çocuğa önce anadilinde eğitim yaptırılıyor, sonra İngilizceye başlatıyorlar. Gene anadili İspanyolca olan diğer bir gruba da doğrudan İngilizce öğretiyorlar. Birinciler daha başarılı oluyor. Benzer bir deneme İsveç’te, Finliler özerinde yapılıyor. Aynı sonuç alınıyor. Türkiye’de yabancı dil öğretimindeki sefalet de anadilini iyi öğrenmemekten kaynaklanıyor.  

                                                                                                              Emin Özdemir

İbrahim Kuyumcu (Emekli Öğretmen): Eğer özgürlükçü demokrasiyi yaşam biçimi olarak yeğlemekte isek doğal karşılarım.Nazif Evren (Dicle Köy Enstitüsü Müdürlerinden): Dillerini konuşturmamak için asırlarca direndik de ne kazandık? Bulgaristan’da Türklere anadilde eğitim yaptırılmayışının kınıyoruz. Bizdeki aynı şey değil mi?

Vedat Günyol (Yazar): Anadiliyle eğitim görmek, bütün halkların olduğu gibi Kürtlerin de hakkıdır. Konuşma hakkı yeterli değildir. Niçin kendi dilleriyle eğitim görmedikleri sorusunun yanıtı yoktur. Her ne kadar biz onları azınlık saymıyorsak da anadilleriyle eğitim görmek haklarıdır. Ermenilerin, Rumların, Yahudilerin kendi dilleriyle eğitim hakları var da niçin Kürtlerin yok? Bu, insan haklarına aykırı bir tutumdur.İsa Çelik (Fotoğraf Sanatçısı): Ben tüm canlıların bu dünyada yaşama hakları olduğuna inanıyorum. Tüm insanların da elbette. Böyle düşününce yalnız Kürtlere özgü olarak değil, tüm insanlar için yaşama hakkı ve eğitim hakkı doğal ve kaçınılmazdır.Atilla Özkırımlı (Eleştirmen, Edebiyat Tarihçisi): Aklıma Bulgaristan’daki Türkler geliyor. Nasıl Türkçe eğitim-öğretim onların hakkıysa Kürtlerin de kendi dillerinde eğitim ve öğretim en doğal hakları, yani hem Türkçe, hem Kürtçe öğrenim görmeliler. Kendi kimlikleriyle Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmalarını istiyorsak…

Levent Yılmaz (Tiyatrocu): Mutlaka kendi dilleriyle eğitim görmeliler. Yalnızca Kürtlere özgü değil, tüm insanlar ve uluslar için geçerli bu.

Asım Bezirci (Eleştirmen): Mademki yasalar önünde bütün yurttaşlar eşittir. Öyleyse herkesin kendi diliyle konuşup yazması, eğitim öğretim görmesi doğal hakkıdır. Türkiye’de, İngilizlere, Fransızlara, Amerikalılara, İtalyanlara bile kendi dilleriyle yayında bulunma, öğretim yapma, okul açma hakkı tanınmışken, aynı hakkın Kürt yurttaşlara tanınmaması sözü geçen eşitliğe aykırıdır.Öner Yağcı (Yazar): Burada öncelikle bir varlığın tanınması sorunuyla karşı karşıyayız. Devekuşu politikasıyla ve yasalarla, baskılarla yok saymanın bir sonucu olarak elbette Kürtlerin kendi dilleriyle eğitim yapmaları mümkün değildir. Siyasal ve toplumsal bir sorun olarak yıllardır kanayan bir olayın kültürel boyutundan başka bir şey değildir anadille öğretim olayı. İnsan olmanın zorunlu bir hakkıdır ve gerçekleşmelidir. (9 Haziran 2014)

Kaynak: “Kürtçe ile Eğitim Sormacası: Kimimiz Evet Diyor, Kimimiz Hayır”, Öğretmen Dünyası, Yıl 12, Sayı 136 (Nisan 1991), s. 12-14)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde