PROFESYONEL PROVOKATÖR

Demokratik yönetimler aynı zamanda bir yenilenme, bir yeniden yapılanma ve güven tazeleme rejimleri oluyor.

Bu sistemin içinde de seçimler demokrasinin vazgeçilmez unsuru kabul ediliyor.

26 Nisan pazar günü sistemin öngördüğü şartlarda Fatsa Esnaf Kefalet Kooperatifi seçimini yaptık. Katılımcı demokrasinin bütün etkenleri bu seçimde olgunlukla kabul gördü.

Üç adaylı seçimin bir tarafında da ben bulundum. Sayın Aydın Bostancıoğlu listesinde yönetici adayı idim. Ve kaybeden taraf olduk. Seçim sonuçlarında bir kazanan, birden fazla aday varsa kaybeden oluyor. Bu bilinçle seçime girmek ve seçim sonucunu sindirebilmek aynı zamanda olgunluk gerektirir. Ben ve başkan adayımız başta olmak üzere tüm ekip arkadaşlarımın bu olgunluğu gösterebilecek kalitede olduğunu biliyorum. Öyle de davrandık.

Mevcut yönetim seçimi ciddi farkla kazandı. Biz kendilerini salonda tebrik ettik ve başarılar diledik. Buradan bir kez daha yeni yönetime başarılar diliyorum.

Bizim listemiz 268 oy aldı. Kazanan 450. Adem Taze ise 98.

Tabloya bakıldığında mevcut yönetimin karşısında ciddi bir muhalefet oluştuğu ortaya çıkıyor. Seçilen yönetim böylece daha titiz çalışacak demektir.

Biz bazı uygulamalardaki yanlışlıkları dile getirdik. Düzelttiler. Kredi kullanan ortaklardan 2013 yılından bu yana istihbarat ücreti almamaları gerekirken alınmaya devam etmişler. Masraflar adı altında yapılan kesintileri peşin almışlar, oysa vade süresi içerisinde almalılar. Biz bu olumsuzlukları dillendirerek bir anlamda muhalefet görevi yapmış olduk. Demokrasilerde muhalefetinde görevleri vardır ve biz bunu başardık.

Bu genel kurula 825 üye duyarlılık göstererek demokratik tercihte bulundu. Bu süreçte bizim listemize oy veren veya vermeyen tüm ortaklarımıza ve genel kurula iştirak eden misafirlerimize teşekkür ediyorum.

Seçim öncesi yerel basınımızda Ayhan Baş Başkanımızın Yeni Haberi de kapsayan beyanları oldu. Yeni Haberi kınadı, basın etiğine uymadığını ve gazetenin kirlendiğini beyan etti. Bu beyan Sayın Ayhan Baş’ın ne haddine, ne de vasfına uygun değil. Çünkü Ayhan Baş bu denli küçülebilecek bir yapıya sahip olmaz. Ancak etrafındaki provokatör kalemşörler boş durmamakta. Onlar kavgadan ve sürtüşmeden beslenen tiplerdir. Provokasyonu profesyonelce ve başarıyla gerçekleştirirler. Mesleğimizde böyle tipler hep var olmuşlar ve bundan sonrada var olacaklardır. Dedik ya; kalemşörler boş durmamış, verilen görevi "kendi kirliliklerine” bakmadan Yeni Haber’in kirlendiğini iddia etmişler. Yazıyı kaleme alanları biliyorum. Onlarda bildiğimin farkındadır. Zat'ı muhteremlerin geçmişine baktığımda bu ve benzer vakaları sergilediklerini bir çok defa bu memleketin duyarlı insanları da bilir.

Bu tipler akılları sıra bir şeyleri dizayn etmeye kalkışırlar.

Başarıları da görülmemiştir. Aynı da kalacaklardır.

Bu açıklama bildiğim kadarıyla Fatsa basınında üç gazeteye gönderildi. Oysa basın ilkelerine göre açıklamanın muhatabı Yeni Haber Gazetesiydi.

Üç gazetenin içinde “Güneş Gazetesi” Yeni Haberle ilgili iddiayı yayınlamadı. Buradan Güneş Gazetesi sahibi Feridun Altıntaş’a teşekkür ediyorum. 45 yıllık Güneş Gazetesi, 30 yıllık Yeni Haber Gazetesi bu memlekette yayın yaparken iddiada bulunan ve onun kalemşorlerinin adları bile bilinmiyordu.

Seçimden sonra bir çok dostum aradı. Bir değerli dostum; "Yavuzcuğum; bu gibi kuruluşlarda mevcut yönetimle yarışmak zordur. Buraları bir ele geçirdin mi kaybetmen zor olur. O yüzden adil olmaz bu seçimler. Birde işin ucunda para kullandırmak varsa daha da zordur. Denilir ki buralar sivil toplum kuruluşları. Oysa ben buraları sivil soygun kuruluşları olarak adlandırıyorum." dedi.

Değerli dostumun tespiti çok doğru. Aslında gelişmiş demokrasilerde sivil toplum kuruluşları gönüllü kadrolardan oluşur. Bizde ise kanun gereği kurulan ve mecburi üye olunan kuruluşlara deniyor. Fark burada...

Bizim temelimizin harcı sağlamdır

1982 yılında başlayan matbaa ve gazete yolculuğumuz çok şükür bu günlere kadar ulaştı.

Bu yolculuğun mimarı eğitim emekçisi kıymetli babamız Mehmet Eser, 22 yıl önce 30 Nisan günü vefat etmiş ve aramızdan ayrılmıştı.

Dünya kimseye baki değil. Hepimiz bir gün ölümle karşı karşıya kalacağız. Her ne kadar ölümler içimizi yaksa da hayatın devam ettiği bilinciyle bu zorlukları kabullenmek zorundayız.

Babamızın aramızdan ayrılışı üzerinden 22 yıl geçmiş. Acısı halen tüm aile içinde tazeliğini koruyor.

Bir öğretmen öngörüsüyle bizlerin bu günlere gelmesine vesile olan babamıza her zaman layık olmaya çalıştık. Üstlendiğimiz bu zor görevde 33 yılı geride bırakıyoruz. Şükürler olsun ki, bu meslekten kazandıklarımızla biz de çocuklarımızı büyüttük. Onların kursaklarında babamızın bin bir zorluklarla kurduğu matbaa ve gazetenin helal kazançları var. Binlerce teşekkür ediyoruz değerli hemşerilerimize, matbaalarına ve gazetelerine sahip çıktıkları için. Hiç bir zaman onları mahcup etmedik.

Gazetecilik zordur. Birde buna şer odaklarının pis oyunları ve provokasyonları eklenince daha da zorlaşır. Ancak biz aileden aldığımız terbiyeyle pis oyunları bozmuş ve ajan provokatörlerin terbiyesizliklerini hem memleket adına hem de şahsımız adına bertaraf etmeyi başarmış bulunuyoruz.

Babamız bu işletmenin temelini atarken eğitimci emeğinin alın teri ve babasından kalan bir iki parça araziyi satarak kurdu. Dolayısıyla bizim temelimizin harcı sağlamdır.

22 yıl önce içimiz yanmıştı. Acımız halen taze.

Ruhun şad, mekanın cennet olsun baba...