03 Mayıs 2024

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İÇİN SES VER ANKARA, DESTEK BEKLİYORUZ

  • PDF
Memleketin hali hazırda çözülmesi gereken bir dizi meseleleri varken gereksiz gündemlerle meşgul edilmesi kimseye fayda sağlamaz. 
Ordu’nun bölünmesi, küçücük coğrafyasının içinden ikinci bir ilin yapılması olasılığını tartışmak zaman kaybı olmuyor mu?
Her iki ilçenin (Fatsa, Ünye) enerjisini, nefesini tüketmiyor mu? 
Oysa; biz, Fatsa olarak Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesini niye tartışmıyoruz. 
Bu fakülte yeni kuruldu. 
O halde Mühendislik Fakültesinin kampüsü neden Fatsa’ya kurulmasın ki...
Ey Fatsalılar... ey Fatsa’nın etkili ve yetkili şahsiyetleri... niye bunu tartışmıyoruz ve istemi-yoruz?
Ordu’nun büyükşehir varlığı ve hizmet alanı Altınordu’dan mı ibarettir?
Fatsa ve diğer 17 ilçe büyükşehir sınırları içinde değil mi? 
Biz Fatsa olarak MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİNİ FATSA’YA İSTEYELİM.
Çünkü yeni kurulmuş bir okul. Dolayısıyla kurulumunu Fatsa’da başlatsınlar.
Tabii ki bir okulu yapılandırmak kolay değil.
Bir dizi altyapı çalışması gerekiyor.
Olası çalışmayı ve okulun altyapısını Fatsa’nın dinamikleri, tüm kurum ve kuruluşları, STK’ları yapılandırmaya fazlasıyla yeter.
Kamu-özel ortaklaşa çalışmayla fevkalede fiziki ve teknik olarak bu çalışma başarılır.
Fatsa’ya bu yolda kim yol arkadaşlığı yapar?
Ankara’dan kim veya kimler ses yükseltir? Fatsa’nın beklentileri için çalışma yapar?
Fatsa’ya Mühendislik Fakültesinin kurulması yakışmaz mı?
SES VER ANKARA... 
DESTEK BEKLİYORUZ... 
 
* * *
 
NİYE ŞİKAYET EDİYORSUN?
 
Bu ne acelecilik.
Bu ne erkenden şikayet etme duyarlılığı.
Bu ne tepki.
Bu ne küfür ve isyan.
Daha bir ay oldu, tercihlerinizi yapalı.
Yok “elim kırılsaydı”
Yok “vermez olaydım”
Yok “bir daha verirsem şöyle olayım, böyle olayım”
Yok sinkaflı söylemler.
Kısacası hakaretlerin biri bin para.
Bunları duyunca ayar olmamak, ifrit olmamak, hatta deyim yerindeyse küfür etmemek mümkün değil.
La kardeşim niye şikayet ediyorsun?
Daha bir ay önce sandıkta özgür iradenle tercihini yapmadın mı?
 Kimi kime şikayet ediyorsun.
Etsen ne olacak; “Atı alan Üsküdar’ı geçti” demezler mi? Veya; uyan kardeş “Üsküdar’da sabah oldu” demezler mi?
Bu tür tiplere ne demeli???
Yanıtını da siz bulun.
Şunu söylese anlarım. Veya eleştirse.
“Ya arkadaş; yaşam epeyce zorlaştı. Zamlar acımasızca gelmekte. Hayat pahalılığı yaşamımızı zorluyor. Alım gücümüz düşüyor. Paramız değer kaybediyor.” deseler eyvallah diyeceğiz. 
Bir “eleştiri getiriliyor” diyeceğiz.
Adam bir ay önce tercih yaptı, ikinci ay olmadan “yok elim-kolum kırılsaydı, yok aklıma yanayım, yok bir daha verirsem kafam kırılsın, küfür-hakaret...” isyanlarına yatıyor.
Yemezler kardeş. 
Sana geçmiş olsun. 
5 yıl aynı isyanlarla yaşarsın.
Hayırlı isyanlar dilerim...
 
* * *
 
 
 
YİNE BAŞARISIZLIKLARA MI DEMİR ATACAKSIN?
 
 
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 28 Mayıs 2028’e kadar ülke yönetiminin başında. 
Hastalık, ölüm-kalım gibi Allahtan gelen bir olumsuz durum olmazsa süreç böyle işleyecek.
Türkiye demokrasi ile yönetilen bir ülke.
Bir sistemi var. Bu sistem de demokratik bir yönetim şekli. 
Anayasası var. Hukukun üstünlüğüne inanılıyor. İnsan hakları ve özgürlükleri, ifade ve inanç özgürlükleri ülkemiz rejiminin ana unsurları. 
Kuvvetler ayrımı ilkeleri (Yasama, Yürütme, Yargı) demokratik vazgeçilmezlerimiz sayılıyor. 
5 yılda bir demokratik seçimler yapılıyor. 
O halde seçmen tercihi “MİLLİ İRADE” olarak kabul görüyor. 
Bu iradeye göre de yöneticiler belirleniyor. 
Dolayısıyla halkın seçtiği unsurlar ülkeyi yönetiyor. 
Bu irade bir ay önce yenilendi.
Seçmen tercihini yeniden Tayyip Erdoğan’dan yana ortaya koydu. 
Muhalefete bir süreliğine daha “SANA GÜVENMİYORUM” dedi.
Çünkü 21 yıldır Sayın Erdoğan’a destek verdi.
Beş yıllığına daha yürü be “REİS” dedi.
Muhalefet seçim yenilgisi sonucunda param parça oldu.
6’lı masa birbirine suç atmaya başladı, kaybedenler koltuklarından kalkmak bilmedi.
Oysa demokrasilerde bilhassa parti yönetimlerinde yer alan ve kaybetmiş olanlar gider, yeni kadrolarla yol yürünür. 
Muhalefette koltuğunu bırakan genel başkan var mı?
Yok.
“OTURAN BOĞA” tanımlaması vardı eskilerden. 
Şimdi seçim kaybedenlerde “OTURAN BOĞA” tiplemesine tabii sanırım. 
Bırakın gidin beyler.
5 yıl sonraki seçimlere güven veren kadroları hazırlayın.
Şimdiden alternatif üretecekler işe koyulsunlar.
Yunanistan’da adam kaybedince nasıl bıraktı gitti görmüyor musunuz?
O da sol kulvarda siyaset yapıyordu. 
İki kez kaybedince bıraktı gitti.
Sen 12 kez kaybedince bile gitmiyorsun.
Yeni kaybedilmiş başarısızlıklara mı demir atacaksın?
 
* * *
 
 
 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde