03 Mayıs 2024

BİLİMİ, ÜRETİMİ, KALKINMAYI KİM İSTİYOR?

  • PDF

Değerli okuyucularımız; geçen hafta iki bayramı birden yaşadık.

Ramazan Bayramı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.

Tabii ki duygu dolu ve sevinçli anlar hissettik.

Dini ve milli coşkularımız depreşti.

İyi ki tebaa olmaktan kurtulup, millet olmayı başarmış bir topluma evrilmişiz. Bunun da kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Gelecek kuşakların hedefinde de; bilimin öncelenmesi, kültür-sanatın geliştirilmesi, üretimlerin arttırılması, refah düzeyinin yükseltilmesi, toplumsal kalkınmışlığın önünün her daim açık tutulması düşünülmelidir.

Türk gençlerinin hedefinde ileri ölçüdegelişmişlik hep zirvede olmalıdır.

Bilgi-işlem teknolojileri çağının gerisine düşmemektir ana hedef.

Zeka üretimi ürünlere ulaşmaktır.

Bunu Türk gençleri hayata geçireceklerdir. Yolu da bilimi kullanmaktır.

Türkiye yaşadığımız çağın bilgi teknolojilerini yakalayabilecek mi?

Gençlerini bilimle buluşturabilecek mi?

Bilgisayar çağının tüm unsurlarına ulaştırabilecek mi?

Refah düzeyi yüksek gençlik yetiştirebilecek mi?

Üretimi her daim güçlendirecek refleksler uyandırabilecek mi?

Önümüzde bir seçim var.

Bu seçim yukarıda sıraladığımız soruların cevaplarının aranması gereken bir seçimdir.

Gelişmişlik şartlarını ve refah toplumunu kim vaat ediyorsa ona yöneleceğimiz bir seçimdir.

Yardımlarla yaşayan değil, performans sergileyerek üretmeye yönelen bir toplumun öne çıktığı seçimidir.

Yine bu seçim; Karadeniz Bölgesinden bakıp seçim yorumu yapan değil, uzay bilimleri ışığındanve teknolojisinden etkilenip üretime yönelen bir toplumun seçimi olmalıdır.

“Hamasi duygularla gerçek dışı yönlendirmeler, bilimi yok saymalar, matematikten uzak durmalar geleceğin kahramanlarını yetiştiremezler” değil mi?

Işığımız “BİLİM VE KÜLTÜR- SANATTIR”

Hem bilime önem vereceğiz, hem de kültür ve sanatımızı geliştireceğiz.

Üretim olmadan asla hedefimize yürüyemeyiz.

Türk toplumu her an yeni buluşlara odaklanmalıdır.

Kalkınma ve zenginleşme…üretimden ve yeni buluşlardan geçmektedir.

Bırakalım hamasi seçim propagandalarını. Olası söylemlere herkesin karnı tok’dur.

Kimin ne vaat ettiğini herkes görüyor.

Bu seçmen aklıselimin yanında olacaktır.

Bilimi, teknolojiyi, aklı, kültür-sanatı, üretimi, refahı, alım gücünü yükseltenlerin destekçisi olacaktır, olmalıdır da.

Değişim toplum için ne anlam ifade ediyor acaba?

Hiçbir manası yok mudur?

Aynı mantığın yönetimiyle değişim gerçekleşir mi?

Geçen gün adam diyor ki; “ben; bana yapılan yardımı bilirim”

Be kardeşim sen değişim desene, üretim desene, kalkınmışlık desene, alım gücü desene, hatta demokrasi desene, özgürlük desene, hayat pahalılığı desene, ekonomik kriz desene, ülkemin geleceği-çocuğumun geleceği-torunumun geleceğidesene…

Bunları demessen yardımlarla yaşamaya muhtaç olursun tabii ki…

Dolayısıyla yönümüz BİLİM olmalıdır, değil mi?

*            *            *

AYRIŞTIRMA DİLİNE DİKKAT

Değerli okuyucularımız; bu ülke hepimizin. Ayrışacak, kavga edecek bir pozisyonda değiliz, olamayız da.

Bütün renklerimizle güçlü Türkiye’yiz.

Seçim var ya.

Propaganda yapacaklar ya.

Aramıza hizip tohumları ekmeye çalışıyorlar ya.

Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Laz-Çerkez gibi etnik temelli kaşımalarla karşı karşıya bırakılmaya çalışılıyoruz.

“Sen ne bilirsin Fatiha okumayı” “Bunlar seccadeye basanlar değil mi”provokasyonlarına aman dikkat.

Bu propagandalar inanın bölünme senaryolarıdır.

Asla bu oyunlara gelmeyelim.

Suriye’yi gördük değil mi? 12 yıldır belini doğrultamıyor.Kafasını kaldıramıyor.

Biz güçlü olmak zorundayız.Hem de 5 milyon Suriyeli, 2 milyon çeşitli ülke göçmenleri için bile.

Çünkü Türkiye bütün renkleriyle birlikte güçlüdür.

Ayrışmayacağız…Kavga etmeyeceğiz…

*            *            *

BİRİNCİ SIRALAR “DEVE DİŞİ” GİBİ

Seçim meydanları şenlendi.

Adaylarımız sahanın tozunu atıyorlar.

Biri gidiyor, biri geliyor.

Simalar yabancı değil.

İktidar kanadı Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile sahada.

CHP; yılların sevilen siyasetçisi, partisinin genel başkan yardımcısı Seyit Torun’la sahada.

İYİ Parti eski İçişleri Bakanı, zamanında AK Partinin ağır topu İdris Naim Şahin ile sahada.

MHP Ordu’muzda il başkanlığı yapmış güçlü bir isim Naci Şanlıtürk ile sahada.

Liste başı olan bu simalar inanın “DEVE DİŞİ” gibiler. (sıradan olmayan, tanınmış, güçlü)

Bakalım sandıktan nasıl çıkacaklar. Bir sonraki sıradan kaçını götürecekler.

Ben İYİ Parti ve MHP’nin birinci sıralarından kim gider, kim kalır merak ediyorum.

2018 seçimlerinin sonuçlarına göre İYİ Parti adayı İdris Naim Şahin alınan oyun üzerine ciddi oy eklemesi gerekir. Azami yüzde 60’lık bir oy artışı olmalı ki seçilebilsin.

 Aynı hesap MHP için de geçerli.

MHP adayı Naci Şanlıtürk’ün seçilebilmesi için 2018 seçimindeki oylarını koruması gerekir.

Her kaybedeceği oy milletvekili olmasını engelleyecektir.

Açıkçası AK Partiden ne kadar oy devşirirse seçilme olasılığı o kadar artacaktır. Sahada da bu olasılık yüksektir.AK Parti küskünleri kendilerine en yakın hissettikleri MHP’ye gideceklerdir.

Tabii ki bu görüşlerimiz birer analizdir. Tam tersi sonuçlar da çıkabilir.

Esas sıkıntı AK Parti cenahında olacak.

Fatsa penceresinden bakıldığında Fatsalı aday adına 4 vekil çıkarılması hedefleniyor.

Çünkü Fatsalı aday İsa Yüksel 4. Sırada.

İşi en zor olan aday İsa Yüksel.

İsa Yüksel Fatsa ve çevre ilçeleri konsolide eder, seçmen desteğini arkasına alabilirse; seçilebileceğine adı gibi inanıyor.

Mümkün mü?

Bunu Ordu merkez ve arka ilçe seçmenlerinin oy tercihi belirleyecek.

Birde Ünye ve arka ilçelerdeki İYİ Parti adayı İdris Naim Şahin ile AK Parti adayı Mustafa Hamarat’ın alacakları oylar.

Mustafa Hamarat üçüncü sırada kendisini seçilebilme adına tehlikede görüp seçmene asılırsa sonuç farklı çıkar, İdris Naim Şahin bölgesine “beni seçin”der ve inandırırsa sonuç farklı çıkacaktır.

Ordu merkez ve arkasında da CHP ağırlıklı bir sonuç alınabilir.

Çünkü Ordu merkezli adaylar CHP ve MHP haricinde diğer partilerde yer alamadılar. Dolayısıyla bu durum Ordu seçmenini küstürmüş olabilir.

14 Mayısta somut veriler zaten ortaya çıkacak. Biz öncesinden sadece tahmin yürütüyoruz. Bu da gazetecilikte olağan değerlendirmelerdir.

Haydi hayırlısı…

*            *            *

MESUT ERGÜN’E YENİ GÖREV

Fatsa Belediyesi Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğüne Mesut Ergün atandı.

Mesut Ergün bildiğimiz “Bizim Mesut”

Mesut kardeşimiz 20 yıl belediyemiz Özel Kalem Müdürlüğünü yapmıştı.

4 yıl önce Etem Kibar yönetime geldiğindeMesut Ergün’ü bu görevden almış ve pasif bir göreveatamıştı.

Mesut Ergün yeniden Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevine atanmış oldu.

Mesut kardeşimizi tebrik eder, yeni görevinde üstün başarılar dileriz…

*            *            *

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde