26 Nisan 2024

YEREL YÖNETİMLER MERKEZİ YÖNETİMİN ARKA BAHÇESİDİR

  • PDF
Merkezi yönetimlere olan desteğin yerel yönetimlerden geçtiğini biliriz. 
Yerel yönetimler ne kadar başarılı işler yaparsa yukarıya pozitif yansıması da bir o kadar güçlü olur.
Cumhurbaşkanımızın siyasi başarısı da yerel yönetimdeki çalışmalarından kaynaklanmamış mıydı? 
İstanbul büyükşehir belediyesindeki başarısı bu günkü cumhurbaşkanlığının kapılarını açmadı mı? 
Biz Ordu il ve ilçeleri olarak yerel yönetim çalışmalarından derinlikli bir şikayet içinde olmamalıyız. Çünkü büyükşehir başta olmak üzere ilçelerde başarılı işlerin yapıldığına tanık oluyoruz. Halkımızın ciddi şikayetleri söz konusu değil.
Örneğin; Fatsa belediyesi büyükşehir belediyesi desteğiyle ciddi çalışmalar ortaya koyuyor. 
Bunda da Etem Kibar’ın büyük payı var.
Hilmi Güler ile güçlü diyaloğu var.
Ankara ayağında da güçlü desteği var.
Hatta Ordu’da 19 ilçe belediye başkanı arasında ilgiyle izleniyor. 
Hizmet alma noktasında kıskanıldığını bile duyuyoruz. 
Etem Kibar’la sohbetlerimizde yerel hizmetler bazındaki başarıları dile getirirken Fatsa çevre yolunun da durumunu gündeme getiriyoruz.
“Fatsa Çevre Yolu” gerçekten çok geç kalmış bir hizmet. Halen de bir planlama yapılmış, girişimlerde bulunulmuş değil. 
Sayın Kibar’a bunu da soruyoruz. İlgi gösterilmesi gerekir diyor. Girişimlerimiz var diyor. 
Esas itibariyle yerel hizmetler merkezi iktidara da referans oluşturmakta. 
Hizmet ve yatırım yapan yerel iktidarlar merkezi iktidarın tercih edilmesinde en güçlü ayakları oluşturmakta. 
Ancak yerel yönetimler olası hataların da iktidara olumsuz yansımalarının yaşandığı kurumlardır.  
Hatalı yatırımlar siyaseten yıpranma vesilesi olmaktadır. 
Başka bir boyutuyla yolsuzlukların yerel yönetimler eliyle yapılması yukarıya da negatif algı oluşturmaktadır. 
Düzgün çalışılmalıdır.
Son aylarda Ordu Büyükşehir Belediyesi CHP Ordu milletvekili Mustafa Adıgüzel tarafından yoğun bir muhalefet bombardımanına tutulmakta. 
Adıgüzel her şeye muhalefet yapıyor. Oysa her yapılan hizmete muhalefet etmek inandırıcı da olmayabilir.  Güvenilir de olmayabilir. 
Adıgüzel’e göre, büyükşehir belediyesi her yaptığı işle sorunlu durumda. 
Aslında Mustafa Adıgüzel biraz daha hassas davranması gerektiğini düşünmeli. 
Bu haliyle inandırıcılık sorunu yaşayabilir. 
Adıgüzel; ciddi bir araştırma yapacak olursa vatandaşlarımızın belediyelerden çok şikayet etmediğini anlayacaktır. 
Yapılan her şey kötü değildir, eleştirilmemelidir. Daha doğrusu siyaset hataya düşmemeyi gerektirir. Halkın memnuniyetini de gözlemlemek gerekir. 
Bizden söylemesi. 
 

ATATÜRK’E “ZALİM VE KAFİR” SUÇLAMASI

 
Geçen hafta Cuma namazı hutbesinde Ayasofya Cami imamı Mustafa Demirkan “... Öyle bir zaman geldi ki, bir asır gibi bir zaman içinde bu mabed-i şeriften Ezan-ı Muhammediye ve namaz, her şey yasak olarak müze haline çevrildi. Onlardan daha zalim ve kafir kim olabilir... Ya Rabbi bir daha bu zihniyetin, bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma...” diyor.
 Evet bu konuşma açıktan Atatürk’e hakarettir. 
İlgili kurumlar görevlerini yapmalıdırlar.
Ayasofya müzeye çevrildi de sen ibadetini yapamadın mı? Hemen bitişiğinde koskoca Sultanahmet Camisini göremedin mi?
Oysa bu adamın bahsettiği tarihlerde imparatorluğun çöktüğünü ve İstanbul’un 4 yıl süreyle İngiliz işgalinde olduğunu bilmeliyiz. 
Yine bu adamın;  Ayasofyanın işgal edildiğini, bunun akabinde yiğit bir kahramanın, kahramanların çıkıp İstanbul’u bu işgalden kurtardığını da anlatması gerekirdi.
Ümmet diyor. 
Ne ümmeti kardeşim. 
Ümmetten öte millet, vatan, bayraktır bizim için esas olan. 
Cumhuriyeti, bağımsızlığı, demokrasiyi kurana mı zalim ve kafir denir?
Bu söylem ve bu ümmet özlemi bu vatanda asla kabül görmez. 
Türk toplumu için esas olan MİLLETTİR. 
Ortak değerimiz da ATATÜRK’tür.
Ümmet özlemi çekiyorsan emperyalizmin pençesine düşen Arabistan’a ve onun gibi yaşayan ülkelere gidersin. 
Hiç anlamam bu ve bunun gibi düşünenlerin Atatürk’e olan düşmanlıklarını. 
Aslında tam tersini düşünmelilerdi. 
Çünkü ülke işgal edilmiş, sana kim özgürce ibadetini yaptıracaktı?
Diyanet İşleri Başkanlığını kim kuracaktı? 
Yazıklar olsun. 
Kurtarıcısına bu kadar düşman olan bir başka millet var mıdır, acaba?
 

AMAN DİKKAT

Kovid salgını gerçekten bazı sektörleri aradan çıkardı.
Zaten krizde olan ülke ekonomisi, salgınla birlikte büsbütün zora girdi.
Kahvehaneler, restoranlar, kafeteryalar, çay ocakları gibi umuma açık yerler epeyce darbe aldılar.
Gerçi azda olsa devlet desteği verilmiş olsa da bu destekler çerez parası babında oldu.  
Bunda kimsenin suçu yok tabii ki.
Ülke kaynakları ölçüsünde destekler yapılmış oldu.
Pazartesi günü bakanlar kurulu toplantısından sonra cumhurbaşkanımız açıklamalarında kısman de olsa bir normalleşme olacağını duyurdu.
 
Kapalı olan işletmeler açılacak. 
Düğün, nişan, nikah ve toplu yapılacak olan toplantılar yapılacak.
Bu durum şunu gösteriyor.
Toplumun tüm kesimleri bundan sonraki yaşamlarına dikkat edecek.
Salgında alınması gereken tedbirleri en üst seviyede alacaklar. Bunu da bireysel yöntemleriylehayata geçirecekler. 
Tedbiri elden bırakırsak yeniden başa dönme ihtimali söz konusu olur. 
Bütün mesele tedbiri elden bırakmamakta. 
Kısıtlı dönemlerde nasıl korunuyorsak aynı şekilde korunmaya devam edeceğiz. Yoksa Allah korusun yeniden başa döneriz. 
Aman dikkat...
 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde