03 Mayıs 2024

34 YILDA ÇOK ZORLUKLAR YAŞADIK

  • PDF
Yaşayan varlıkların hangi koşullarda ve nasıl zorluklar içinde ayakta kaldıklarını, kimlerin duyarlılık gösterdiklerini unutmaları mümkün değildir. 
Tarih 14 Temmuz 1986. 
Günlerden Pazartesi. 
Fatsa Yeni Haber Gazetesi doğuyor. 
Genç, heyecanlı, dinamik bir kadro var. 
Ben deniz vatani görevini yeni tamamlamış genç bir gazete sahibi, abim Genel Koordinatör Ali Naci Eser, Yazı İşleri Müdürü Şenol Kocatepe, Genel Yayın Yönetmeni Berkant Doğan ve zamanla köşe yazılarıyla gazeteye destek olan onlarca entelektüel - aydın dostumuz, zamanın kaymakam vekili İlçe Jandarma Komutanı Şükrü Dinçol ve duayen gazeteci Sıtkı Pazarbaşı abimiz ile açılış kurdelesini kesiyoruz. 
Tabii ki bu gururun ana unsuru çok kıymetli babamız, eğitim emekçisi, matbaamızın kurucusu Mehmet ESER. 
Uzatmayayım; Yeni Haber’in yayın hayatına başlamasıyla birlikte Fatsa’da genel anlamıyla bizim kadar heyecanlı bir kamuoyu. 
İddiamız; Fatsa’nın gözü, kulağı, sesi olmak. Ve bunu zaman içinde sağlamış ve o heyecanı yaratmış bir gazete olduk. 
Başarmıştık.
Haftada bir gün Pazartesi günleri çıkardık. Daha sonra Çarşamba günleri çıkmaya başladık.  
Cuma günleri Güneş Gazetesi çıkıyordu. 
Yerel basını o kadar güçlü bir Fatsa olmuştu ki her iki gazeteyi de okuyucuları merakla beklerdi. Acaba bu hafta yerel basında neler yazıldı diye.
Biz 1983 yılının Nisan ayında matbaamızı kurmuştuk. Fatsa’nın ikinci matbaasıydık. 
Çok kolay olmadı. Zorlu süreçler geçirdik. Ayakta kalabilmek için matbaamıza destek olan dostlarımızın sayesinde iş yaptık, para kazandık. Matbaamız olmasa gazete çıkarma şansımız olmayabilirdi. 
Benim için 1984’de askerlik süreci başlamış (18 ay) ve dönüşte matbaayla birlikte gazetecilik. 37 yıl geride kalmış. 
Aynı zamanda o yıllar ihtilal yılları idi. 12 Eylül 1980 ihtilali dört yıl önce gerçekleşmiş, ülkemiz demokrasiye geçmiş ancak yer yer olağanüstü hal uygulamaları ile yönetilen bir idari yapıya sahiptik. Ordu ilimizde olağanüstü hal yöntemiyle yönetiliyordu.  
1979, 80, 81’li yıllar lise yıllarımızdı. Aybastı Lisesi öğrencisiydik. Konjonktür olarak siyasi hareketlerin en yoğun olduğu yıllardı. İnsanın siyasi tarafının şekillendiği yaşlardaydık. 
Lise yıllarımız “6. Filoya Hayır”, “Kahrolsun Emperyalizm”, “Yaşasın tam bağımsız Türkiye” sloganlarıyla geçti. Mitingler, boykotlar falan… Siyasi tarafımızı da o yıllarda belirlemiştik. 
Öğretmen çocuğu olarak, devletin balkonunda büyümüş bir birey olarak vatansever bir kişilik, adaletli bir yönetim, haksızlığa karşı çıkan bir duruş, sosyal demokrat bir görüş lise çağlarında oluştu. Zaman değişim ve dönüşümlere vesile oldu. Demokratlığımız halen devam ediyor. Lise çağlarındaki emperyalizm karşıtlığımızda değişim olmadı. Adalet, demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğü kavramlarının geliştirilmesi ilkesel olarak hedeflerimiz olmaktan çıkmadı. Bu kavramlar gazetecilik mesleğimizle daha da pekişti. 
Gazeteciliğimizi hiçbir zaman siyasi görüşümüze yansıtmadık. “Eğriye eğri, doğruya doğdu” dedik. Memleket meselelerine tarafsızlık ve objektif bakış açısıyla duyarlılık gösterdik.
Dolayısıyla Yeni Haber Gazetesi tüm siyasi tarafların destekleriyle bu günlere ulaştı. 
Yeni Haber adına okuyucularına minnet duyan bir anlayış içindeyiz. Bu anlayışımızda da bir milim sapma olmamıştır. 
Yeni Haber yine siz okuyucularının vereceği destekle daha uzun yıllarda birlikte olmayı hayal etmektedir. 
Tüm okuyucularımıza saygılarımızla… 
 
BİR KEZ DAHA 15 TEMMUZ YAŞAMAYIZ
15 Temmuz 2016 karanlık bir gündür.
14 Temmuz 1986 Fatsa Yeni Haber için ne kadar aydınlık bir gün ise.. 15 Temmuz 2016 bir o kadar karanlık ve ülkemiz adına uçurumun başından döndüğü bir gündür. 
Yukarıda doğum günümüzü kutlarken, bu satırlarda 15 Temmuz’u lanetlemek görevimizdir. 
15 Temmuz ülkemizin rejimine kurulmuş bir emperyalist tuzak tertibidir. İşbirlikçisi dışarıda olan bir hain kalkışmadır. Silahlı kuvvetlerimize sızan bir grup hain tarafından kurgulanan darbe girişimidir. 
Türkiye Cumhuriyeti devleti Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “ilelebet devam edecektir.” Tabii ki içerden ve dışarıdan cumhuriyetimize kastedenler olacaktır. 
Uyanık olacağız, birlikte olacağız. Aldatılmayacağız. Kandırılmayacağız. 
Ülke idarecileri aldatılmayacak, kandırılmayacak. 
Kalkışmayı tertipleyenlerle aynı yolda yürümeyecek. 
15 Temmuzu tertipleyenler bir anlamda idarecilerle aynı yolda yürüyenlerin içinden çıkmadı mı? 
Devlet yönetimi demek ki zafiyet götürmüyor. Ciddi olacaksınız, cumhuriyetimizin temel ilkelerine özen göstereceksiniz. “Muasır medeniyete” ulaşmak için çalışacaksınız. Yoksa bu ülkeyi şeyhlere, şıhlara, dervişlere, tarikatlara teslim edersiniz. 
Oysa Osmanlıdan günümüze bu milletin başına ne gelmişse FETÖ ve benzeri yapılanmalardan gelmiştir. Bu yapılar dini duyguları kullanarak, istismar ederek iktidara ulaşmaya, rejimleri yıkmaya çalışmışlardır. 
15 Temmuz bir zafiyetin sonucu ortaya çıkmıştır. Bu zafiyette “iktidar partisinin günahı yoktur” diyemeyiz. Ancak bertaraf edilmesinde de iktidarın başının büyük çaba harcadığını bilmeliyiz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan kalkışmanın önlenmesindeki en etkin unsur olmuştur. Mücadelede inlerine girilmesi için tüm yetkisini sonuna kadar kullanmıştır. 
Darbe girişimi Türk milletinin demokrasi kültürünün gelişmesi sonucu önlenmiştir. Milletimiz demokrasiye inanmış ve güvenmiştir. Çünkü demokrasi bir milletin güvenebileceği, sığınabileceği en güvenli limandır. 
Allah bir daha bu memlekete 15 Temmuz gibi günler yaşatmasın…  
 
S 400 SAVUNMA SİSTEMLERİ
Bir ülke dosta düşmana karşı kendisini korumak için çeşitli silah sanayi alanlarında yatırımlar yapmak zorundadır. Bu yatırımlar kimi zaman yerli kimi zaman yabancı menşeli olabilir. 
Uzun süredir ülke gündemimizde Rusya’dan alınacak olan S 400 hava savunma sistemleri vardı. Bu alım yok alamayız, yok alırız gibi tartışmalara da sebep olmuştu. Ve sonuçta geçtiğimiz hafta sistem peyder pey gelmeye başladı. 
S 400 sistemi hava savunma sistemlerinin en gelişmişi. Bunun üstünde başka bir sistem yok. Dolayısıyla Türkiye bu silaha ulaşmada özgür. Ve bu özgür tavrını ortaya koyarak silaha sahip olmakta. 
Biliyoruz ki çok tartışıldı. “Türkiye NATO ülkesidir, bu silahı alamaz” diyenler oldu. “Amerika’ya rağmen bu silah gelmez” diyenler oldu. Silahlar geldi bütün tartışmalar geride kaldı. 
Şimdi Amerika’nın tavrını göreceğiz. Çeşitli yaptırımlar uygulayabilirler. Geçmişte de bu tür hadiseler yaşamış bir ülkeyiz. 1974 Kıbrıs harekatında ambargo uygulamışlar.. kararlılık göstermişiz. Haşhaş ekimini yasaklayacaksın demişler.. hadi oradan demişiz. Bu ve benzer baskılarla karşı karşıya kalmışız.. yolumuza devam etmişiz. 
S 400 alımında da böyle olacak. Çünkü Türkiye bağımsız bir ülke, istediği silahı almaya muktedir. Olmasa da sonuçlarına katlanabilecek pozisyonda. 
Alım için kararlılık gösteren yöneticilerimizi kutluyorum. 
Doğru bir karardır. Türkiye kendisini koruma alanında özgürdür. 
FINDIK
Fındığı konuşmazsak olmaz. Çünkü fındık bölgemizin geçim kaynağı.
Yeni bir sezonun başındayız. 
Fındık üreticisi her sezon başında çeşitli beklentiler içine girer.
Bu beklentilerin başında FİYAT gelir. Devletin taban fiyat vermesi beklenir. 
Geçen yıl TMO kanalıyla alım yapılmış ve 14 lira taban fiyat verilmişti. Alım kampanyası her ne kadar 1 Kasımda başlatılmış olsa da serbest piyasa fiyatları 18 liraya kadar yükselmişti. 
Bu sezon için beklenti daha yüksek.
Örneğin; stokların sıfır olması, rekoltenin beklenenin altında olması fiyatın da en az 25 lira gibi bir rakama yükselmesi tahmin edilmekte.
Olmaz mı?
Fevkalade olur. 
Kaldı ki depolarda sıfır fındık olması bu yılki ürünü kıymetli kılıyor. Dolayısıyla bu etken fiyata yansıyacak. Çeşitli uzman görüşleri de bu yönde. 
Üretici fındığını kaliteli üretsin. 
Mutlaka kaliteli ürün yüksek fiyata satılacaktır. 
Zaten ekonomik krizle uğraşan bölge halkımız, bırakın bu sezon fındık ürününden yüzü gülsün. İlk kez ürününü yüksek fiyata satsın. Bunu sağlayacak olan da devletin vereceği taban fiyattır. Taban fiyat ve alım kampanyasıdır. Devletimiz bu iki unsuru eş zamanlı yürütürse umarım ki fındık fiyatı 25 liranın altında olmayacaktır. 
Fındık ürünü biliyoruz ki TMO kanalıyla alınıyor. Bu sezon FİSKOBİRLİK’de alım yapacak. Hatta FİSKOBİRLİK’in piyasa fiyatlarının üzerinde alım yapacağını duyuyoruz. Bu etken de fiyatın yükselmesine vesile olacak. 
Fındıkta bu yılki beklenti yüksek olmalı. 
Bu beklentiye hükümetimizde doğru taban fiyat politikası ve zamanında alım kampanyasıyla katkı vermeli.
Doğru olmaz mı???
 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde