AYDIN DİN ADAMI YETİŞTİRMEK

Düşüncelerin özgür,yorumların doğru,hükümlerin adil,kararların kesin olduğu” aydınlanma çağı”üç yüz yıl başladı.Aynı yıllarda Osmanlı,Karlofça ve Pasarofça ile Avrupa’ya teslim olmuştu.Karanlığın en koyusunu yaşıyorduk.

Uyanık Devlet adamları aydınlanma çağını ilk günden fark ettiler.Felsefe ve siyaset olarak laik eğitimin,kurtuluş olduğunu gördük.Aklın ipek yılları,aydınlık çağın hücrelerinde kozalandı.Doğrunun,güzelin,iyinin şallarını dokuduk.

Adım adım bugünlere geldik.Bazan düştük,incindik;ama her seferinde yüreklenip doğrunun yolunu bulduk.

Aydınlanma çağını ilk yakalayan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’dır.Medresede yetişmişti ama ileri görüşlüydü.Hurafeler ve tabular yıkılmadıkça İmparatorluğun çağdaşlaşamayacağını biliyordu.

Ön Tanzimat-ı başlattığında hayata laik perspektiften bakıyordu.” Din elden gidiyor” çığlıklarıyla karşısına Patrona Halil’i çıkardık.İmparatorluğun bu güzide sadrazamı,üç çapulcu yobazın hançerleriyle can verdi.

Kabakçı Mustafa’nın başıbozukları,Üçüncü Selim’i boğazlarken sokaklar” Din elden gidiyor” yaveleri ile çınlıyordu.

İkinci Mahmud,Rusya’ya savaş açtığında  orduda Topçu Mektebinden yetişmiş tek bir subay,Bahriye Mektebi’ni bitirmiş tek bir denizci yoktu.Edirne anlaşması ile Moskof önünde diz çöktük.Kaptan-ı Derya Halil Paşa,medrese eğitimde çağının gerçeklerini görmüştü.

Gururlu padişaha gerçeği haykırdı: “ Ya Avrupa yı örnek al; ya da  Asya’ya dön; zira bu fen,bu bilim,bizi buralarda barındırmaz…”

Fen tahsili için 150 gencin Avrupa’ya gitmesini,”Din elden gidiyor”gerekçesiyle sokağa dökülen softalar önlediler.

Tanzimat’ın gözde adamı Ali paşa,Beyazıd ve Süleymaniye medreselerinde yetişmiş koyu bir şeriatçıydı.Paris’e geldiğinde aydınlanma çağının gerçeklerini gördü.Fransanın en ünlü papaz mektebi olan  Saint Barbe lisesine kaydolarak Katolik rahiplerle birlikte fen bilimlerini öğrenmişti.” Din elden gidiyor”makulesi yine sokağa döküldü.Tanzimat’ı hazmedecek hoşgörüden son derece yoksundu.Ali Suavi,medresenin yetiştirdiği en ateşli devrimciydi.Aydınlanma çağının gerçeklerini gördü.Din ve Devlet işlerinin ayrılmasını istiyordu.Laiklik fikrini ilk defa gündeme getirdi.İbadetin Türkçeleştirilmesini,namaz surelerinin Türkçeye çevrilmesini,Latin harflerinin kullanılmasını öneriyordu.

Hilafetin,tekkeciliğin,dervişliğin İslamiyet’i geri bıraktığı inancıydaydı.”Din elden gidiyor”diyenlerin aslında çıkarlarınhdan başka şey düşünmediklerini açıklıyodu.

Din elden gider mi ? Hayır gitmez.Asla gitmez…Ama “ Din elden gidiyor”çığlıklarıyla düzeni bozmak isteyen softa kafası da eksilmez…

Bunlar aslında toplumda sürekli aydınlanmaya karşı çıkan ve çağdaşlaşmayı hedef alan güzide Devlet adamlarının nasıl yok edilmek istendiğini ortaya koyan tahrikçilerdi.

Bu tahriklerin gerisinde kendi siyaset çıkarlarını kollayan bir kadro varki,Meclis te neler yaptıklarını bir komedi ayıbı ve bir trajedi hüznüyle her gün seyrediyoruz.

Bir yanda yeşil bayrak açan,ötü yanda Kuran-ı zincirleyerek kadar gözü dönmüş bu kadronun İslamiyet’i savunmak mümkün değildir.

Din eğitiminin engellendiği iddiasının baştan sona yalanla dolu cümlelerine bakın;bir siyaset panayırında dinimizin mukaddeslerini pazara çıkaran bu kadroyu güvenmenin imkanı varmı?

Hayır!... Türkiye’de din elden gitmez.türk ulusu bin yıldan beri ezanını susturmamıştır.

Ama “Din elden gidiyor”yaveleriyle çıkarını kollayan kurnaz softalık da eksilmez.

Buna dur demenin tek yolu aydın din adamı yetiştirmektir.İnşallah yeni sekiz yıllık eğitim düzeni bunu sağlayacaktır.

Yeter ki,bütün tahriklere rağmen sabırla ve ısrarla laik ve çağdaş eğitimi savunacak cesareti gösterelim.Kalın sağlıcakla…