29 Nisan 2024

DEPREMİN VERDİĞİ ACI YARALAR BİR AN ÖNCE SARILMALIDIR

  • PDF

          İnsanlarımız eksi beş derecede sokakta kalmışken, beton enkaz yığınlarının altında hala nefes alıp veren insanlarımız  olduğunu bilirken, sıcacık evlerimizde oturmaktan utanıyoruz.

          Moloz yığınlarının önünde evlatlarının akıbetini bekleyen anneleri babaları gördükçe, evlatlarımıza sarılmaya utanıyoruz.

          Üç gündür ekmek dağıtamadılar kardeşim, bir tas çorba veremediler, lokmalar boğazımızdan geçmiyor, yemek yerken utanıyoruz.

          Çaresizlikle dizlerimizi döve döve seyrediyoruz, ağlamaktan başka elimizden bir şey gelmediği için kendimizi suçlu hissediyoruz.

          Liyakatsiz, yeteneksiz bazı kişilerin devletin hayati kurumlarına doldurulduğunu bilmiyor muyduk?

          Tecrübeli uzmanların devre dışı bırakıldığını, donanımlı profesyonellerin uzaklaştırıldığını,  onların yerine tarikatların çöreklendiğini bilmiyor muyduk?

          Allah aşkına orman yangınlarına söndürme uçağı gönderemeyen zihniyet, deprem bölgelerine kurtarma helikopteri gönderebilir mi?

          Herkes evinde otururken, üç kuruşluk tırışkadan bez parçasını, alt tarafı maskeyi dağıtmayı beceremeyen zihniyet, herkesin evi yıkılmışken ekmek dağıtabilir mi?

          Ta İsrail’den gelen yardım ekipleri, deprem bölgemizde bizden önce sahra hastaneleri kurarken, bizim sahra hastanesi kuramıyor olmamız tuhaf mıdır?

          Van depreminden sonra Tayyip Erdoğan’a teşekkür edilmediği için depremler oluyor diyen arkadaşı, Türkiye Uzay Ajansı’na başkan müşaviri yapmadılar mı?

          Senden-benden diye ayırmıyorlar mı bu milleti yıllardır.

          Pandemide  CHP’li belediyelerin  bağış hesaplarını bloke etmediler mi?

          Şimdi aynı CHP’li belediyelerin yardım konvoylarına engel olmaya çalışmaları şaşırtıcı mıdır?

          Utanmasalar, enkaz altındaki insanlarımıza “hangi partiye oy verdin, ona göre kurtaralım” diye sormaz mı bunlar?

          Kızılay’ın çocuk tecavüzüyle gündeme gelen Ensar Vakfı’na 8 milyon dolar bağışladığı ortaya çıkmadı mı?

          Kızılay’a yaptığımız bağışlarla New York’a gökdelen diktikleri ortaya çıkmadı mı?

         Şimdi aynı Kızılay’ın kasasında para olmadığı için, deprem bölgesine yardım olarak milletten 20’şer lira bağış dilenmesi acayip midir?

         Bu liyakatsizlik, bu yeteneksizlik, bu sorumsuzluk, bu ülkede yaşanan her hadisede tekrar tekrar karşımıza çıkmadı mı?

         Diyanet İşleri Bütçesi, bilim bakanlığı bütçesinden beş katı daha fazla değil mi? İmamlara  bilim insanlarının  beş katı ayırılıyorsa, canımızı kurtarmak yerine sela okumalarıyla bu işin çözülmesi  tuhaf mıdır?

         Afetle mücadelede yetkin yöneticilere ihtiyaç varken… Afad’ın afetlere müdahale genel müdürü imam hatip mezunu değil midir?

         İlahiyatçı değil mi? Sıradan vatandaşların bu detayları bilmemesi normal…

         Peki, bu kişilere bu makamları verenler bilmiyor muydu sanıyorsunuz?

          Bu yaşadığımız çaresizlik maalesef tesadüf değildir. Bile bile dir. Göz göre göre dir. Milletçe istediğimiz kadar seferber olalım, istediğimiz kadar yardım yağdıralım, istediğimiz kadar kurtarma gönüllüsü olalım…

         Bu liyakatsizliğin organize olabilmesi mümkün değildir. Binalar yıkıldı zannediliyor ama, aslında kemire, kemire devletin kolonlarını yıktılar. Bu kafayı değiştirmeden, 85 milyon insanımızı enkazdan çıkarmak asla mümkün değildir. Allah bu memlekete bir daha böyle acılar göstermesin. Kalın Sağlıcakla!

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde