26 Nisan 2024

ANAYASA MAHKEMESİ DEVLETİN ONURUDUR

  • PDF
Ahlakın olmadığı  yerde hiçbir değerden söz edilemez. Çağdaş Toplumların hukuksal güvencelerle  yaşamlarını aydınlatmaları, geleceğe  yönelik en sağlıklı  tutumdur. 1960 devriminden sonra, kurulan Anayasa Mahkemesi , ülkemizde adaletin  gerçekleşmesi için büyük sorumluluklar yüklenen yüksek bir yargı kurumudur. Bir anlamda  rejimin güvencesidir .Cumhuriyetimizin kurucularına yaraşır niteliklerle  sonsuza değin bağımsız  yaşamasında  yargıya düşen  sorumluluğun önemli bir bölümünü yüklenen bir kuruluşun, kimi siyasetçilerin  günlük, kısır düşünce ve tutumları için tartışılıp yıpratılması asla uygun değildir.
Devletin hukuksal niteliğinin ve yapısının dayanağı, ulusal yaşamın güneşi olan adaletin en küçük bulutla gölgelenmesi düşünülemez.
 Yürürlükteki Anayasa’nın Başlangıç Bölümü’yle 1-4 maddelerinin içeriği, devletin hukuksal yapısının ulusal yaşamdaki önemli ve ödün verilmez yerini belirtmektedir. Yine Anayasanın 146-153 maddelerinde  kuruluşu, görev ve yetkileri belirlenen Anayasa Mahkemesinin  devlet yapısındaki yeri, güvence niteliği tartışılmayacak kadar açıktır. Yargı, varlık güvencesi niteliğiyle, devletin hukuk gücü  yapısıyla, devletin onuru olan hukuku gerçekleştirmekteki  görev ve sorumluluğuyla özgün bir konumdadır.
Kimilerin ve kimi siyasetçilerin  kendi görüşlerine, amaçlarına, aykırı düşen kararları nedeniyle Mahkemenin karalanıp yıpratılması asla uygun değildir.
Özellikle Anayasanın 148. Maddesinde düzenlenen görev yetkileri  gözetildiğinde, Anayasa Mahkemesinin gereği ve önemi daha iyi anlaşılır. Birilerin kendi amaçları için  kapatılması olanaksız görüş ve düşünceleriyle  kapatılması istemi, katılması olanaksız  gölgeli  savlardır.
Siyasal nutuklarla  bu tür kurumlar  yaralanamaz, yıpratılamaz. Her kararına herkesin  katılması da beklenemez. Üyelerinin bile karşı  oyda kaldıkları  kararlar elbette olmuştur. Olması da doğaldır.
Devlet Bahçeli’nin olumsuz tepkisiyle kapatılma  önerisi yersiz, gereksiz, ölçüsüz hatta sakıncalıdır. Siyasal amaçlar, ulusal değerlerin önüne geçemez.
 
Kimi siyasetçilerin tutkuları tutukluğa benzemektedir. Kendi yanlış, kısır ve karanlık düşüncelerinin  ağından bir türlü kurtulamıyorlar. “ Montrö Boğazlar Sözleşmesin’den çıkmak “ gibi  boylarından büyük laf ediyorlar. Yeterli bilgileri  olmadığını bırakıp uzmanlık gerektiren konularda  gelişigüzel konuşarak bir şeyler yaptıklarını sanıyorlar. TBMM’nin şimdiki başkanı  sonra düzeltmek zorunda kaldığı sözleri çekinmeden söyleyebiliyor.
Devlet siyasal bir kurumdur. Alma asla siyasetçinin oyuncağı değildir. Kendilerini göstermek, amaçlarını gerçekleştirmek için, devleti ve devletin olanaklarını kullanan kötü siyasetçiler dünyanın her yerinde kınanır, gittiklerinde de kötü duygularla kendilerinden söz edilir. Görev aldıkları, yer buldukları devlet yapısı  içinde kendi çıkarlarının kulu- kölesi durumuna düşenler ayrıldıklarında kimse yüzlerine bakmadığı gibi sokağa çıkacak yüzleri de kalmaz.
Anayasa Mahkemesi Ülkemizin ulusal güvencesidir.
Bahçeli değil, hiçbir siyasetçi böylesine yüksek yargı organını kapatmaya asla güçleri yetemez. Çünkü Anayasa Mahkemesinin varlığı herkese lazımdır. Kalın Sağlıcakla!
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde