TÜRK Toplumunun yapısında ; ata erkil” den ziyade “ ana erkil” bir anlayış vardır.Nitekim tarihe dönüp baktığımızda; Türk erkeği,kadınına her zaman saygı duymuş ve kadınını her zaman esirgemiştir.

 Asla ardından yürütmemiştir.

Bir rehber gibi önüne almış,hatta yana yana yürümüştür onunla.Ve bırakın eziyet etmeyi,daya atmayı,onu azarlamaktan bile imtina etmiştir.

Kaldı ki o dönemlerde Türk kadınının yetişme bakımından erkeğinden hiçbir bir farkı yoktu.Bir erkeğin yapabileceği işleri yapabilecek şekilde yetiştirilirlerdi…

Güçlü koruyucu,sevgi ve şefkat dolu.

Ne var ki Türkler’in Müslümanlığı seçmesinden sonra toplumdaki bu anlayış ve kültür,yozlaşmaya başladı ve zaman içinde kadın; “ ikinci sınıf insan” konumuna itilip,neredeyse bir “ meta” haline dönüştü…

Sakın yanlış anlaşılmasın!

Kastım,kesinlikle  gerçek islamı ve Müslümanlığı eleştirmek değildir.Çünkü gerçek islam’da kadının erkekten farklı olmadığına inanan biriyim….

Eğer öyle olmasaydı,Hac farizasını yerine getiren kadını,” anadan üryan” ve sadece bir bez parçası içinde olmasına karşın,erkeğin sırtında secde ettirmezdi…

Bu bakımından benim eleştirim İslam’a değil…Onu; kendi çıkarları doğrultusunda bir “ iktidar kalkanı” ve kendi egolarını tatmin için bir kamuflaj olarak kullananlaradır….

Çünkü o dönem,İslamın yozlaşmaya başladığı dönemdi.Ne yazık ki,Emeviler den sonra İslam’da büyük yozlaşma başlamıştır.

Hurafe,en yaygın bir biçimiyle Müslümanların hayatını etkiler olmuştur.

 Eşyayı birinci planda tutan eski yunan felsefesi,tıpkı Prof.Dr Yaşar Nuri Öztürk’ün ifadesiyle,” kara bir çarşaf” gibi İslamın temiz akidesini her zaman için ayakta tutmak gerekmektedir.

Son Peygamberimiz İslamın tüm dünya şumülüne inzal edilmesinde'de bile kadına büyük önem vermiştir.

Yani Cennet anaların ayakları altındadır.Böylesine büyük bir sözden'de inanan /inanmayan kişiler olarak ders çıkartmamız gerekmektedir..

Türk Hukuk Sisteminde'de " Ailenin Korunması ve  aile içi şiddete son verilmesiyle ilgili çok yenilikler hayata geçirilmiştir.Bu düzenlemeyle bırakınız kadına dayak atılmasını,aile reisliği olarak bilinen kocanın kadına karşı teba gözüyle görülmesine son verilmiştir.

Çok ailelerde yaşanan ekonomik sorunlar,aile içi şiddete dönüşmüştür.Evine sarhoş bir vaziyette gelen erkek'e; " Eşi '(kadını) senin bu vaziyetinden bıktım,usandım,ne zaman normal gezeceksin,bir gün de olsa şu eve neden ayık gelmedin"diye karşı davranışta bulunan kadına,erkeğin çocuklarının yanında kadını döverek,hastanelik duruma sokması,akabinde ise durumun adli boyutlara taşınması günümüzde  yaşanılan en acı travma olaylardan  biridir.

Aile Türk Toplumunun temeli olduğu Anayasa gereğidir.Ailenin temelinde herkese görev düşmektedir.Erkek olarak kadınlarımızın kıymetini bilelim.Aile içinde hele,hele çocuklarının yanında en basit konuları,büyük bir sorun yumağı haline getirmemek için toplum olarak çalışmamız gerekir..Kalın sağlıcakla!