YOK HÜKMÜNDE

      Kadınların sosyal, kültürel ve siyasi haklarına kavuşması Atatürk devrimleriyle başlamıştır. İlk siyasi hakları çoğu batılı ülkelerden önce 1930 yılında belediyelere, 1933 yılında köy muhtarı ve heyetlerine ve 1934 tarihinde ise milletvekilliğine seçilme ile tanındı. Bu gün iktidar partisinin zihniyetine karşılık gelen o karanlık yapılanmadan kadınlarımızı CHP aydınlığa çıkarmıştır. Son yıllarda CHP ye; Cibilliyetsiz, kökü bereketsiz, iki sarhoş, kaset başkanı gibi ne hakaretler ettiler. 17/25 Aralık tapelerinde İçişleri Bakanı Muammer Güler’in Rıza’ya söylediği “Önüne yatarım” kelimesini Kemal Kılıçdaroğlu, Aile Bakanını bir vakıfdaki taciz olaylarında duyarsızlığından dolayı "Zaten birilerinin önüne yatmış" diye eleştirmişti. Başta ülkemizi kasıp kavuran terör olayları olmak üzere, Rızanın Amerika da ötme endişesi, bozulan ekonomik dengeler, dış politikanın iflası ile uluslararası diplomaside sıkışan ülkemizin vb. konuları bir süreliğine olsun gündemden düşürme çabaları, CHP ye kara çalma ve Kılıçdaroğlu’nu da linç etme uğraşıdır.

      AKP kadın hakları ve eşitlik konusunda samimi ise skandala varan şu açıklamaları üst perdeden niçin yapmışlardır! “Makyaj yapan kadınlar bozuk kaporta gibidir.”, ‘’Kadına şiddet abartılıyor.’’, “Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum.” ,  “Kadınlar iffetli olacak, herkesin içinde kahkaha atmayacak.”, “Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın.”  “Kadınları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz.”, "Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer, perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır.”, “Belediye başkan yardımcılığı ve vekilliğine bayanları getirmeyi düşünmüyoruz. Dinen de örfen de bu uygun değil.”,  Affınıza sığınarak hatırlatıyorum; “Ben sizin bacak aranızı çekip gazeteye bastırsam bunların gerçeği bu diye… ahlaksız olurum değil mi?” ifadesini Mecliste bayan gazetecilere diyen de AKP li vekildi. Ne diyelim “Dervişin fikri neyse zikri odur.”                                                                                                                                                                                                                                                                        

      Bu aşağılayıcı sözler söylenirken ve yolsuzluk denizaşırı yayılırken havuz medyası ve AKP liler üç maymunu oynuyordu. Bakanlar rüşvetçilerin önüne yatarken kör ve sağır olan, başkaları konuşunca  “Yok hükmünde” ilan eden ancak bizim cumhurun başına özgüdür. B.Russell, “ Aslında yan yana iki çeşit ahlaka sahibiz, birisi öğütlediğimiz ama uygulamadığımız, diğeri uyguladığımız ama nadiren öğütlediğimiz…” ifadesini sanki bugünler için söylemiş.

      17/25 Aralığın siyaset literatürüne kazandırdığı ifadenin arkasına, bir vakıfı, çocuk tacizcilerini, cinsiyet ayrımcılığını saklayıp temizlenmeye çalışıyorsanız az yapıyorsunuz! Bence ana muhalefet liderine atabileceğiniz ve tarafınızdan işlenerek şimdilik örttüğünüz o kadar suçunuz ve eyleminiz var ki.

      Kadınlara ile çocuklara yapılan hakaretler ve tacizleri sayısal çoğunluklarla aklayınca ahlak şampiyonu olmak için yolsuzluk ve rüşvetten de arınmak gerekir. Ama ne gezer, utanmaya da yüz lazım…!