İSKAMBİL

       Bir deste kağıt dört grup ve elli iki karttan oluşur ve bugünkü haliyle 14. yüzyılda ilk olarak Fransa’da kullanıldığı bilinmektedir.                                                        

       Kupa, kalkana benzeyen şekli ile asil sınıfı ve kiliseyi, papazı da Kral Şarlman’ı,

       Maça, mızrağın ucunu çağrıştıran şekli ile orduyu, papazı da Kral Davud’u,                                                                                                                                                                                         

       Karo, ticari deniz işletmelerinin eşkenar dörtgen kiremitlerinden esinlenerek orta sınıfı, papazı da Kral Julius Sezar’ı,                                                                                                  

       Sinek ise yonca yaprağına benzeyen şekli ile köylüyü ve papazı da Büyük İskender’i, simgelemektedir.                      

       Kupa, maça, karo, sinek bu sınıfların temsilcisidir.

       Elli iki kartın bir kaçının dışındakiler figüran konumundadır. Genelde çoğu oyunlarda kupanın değerli, sineğin değersiz olması bundandır. Dört papaz bir araya gelerek temsil hakkıyla beraber simgelenen krallığı oluşturmuşlardır.

       Kral Şarlman, çok güçlü ve kendisine uyum sağlamayan kartları bir daha kullanmamak üzere kırıp kırıp atıyor. Sonra bağırarak “He-Man” ın güç bende edasıyla yeni kartlar buluyor. Oynadığı oyunlar dışarıdan izleyenler tarafından beğenilmediği halde hileyle kazandığı konuşuluyor. Mekanı beraber kurup zamanında her istediklerini verdiklerini bile, değil mekana çevresine bile yaklaştırmayacak kadar öfkeli. Belirlediği saatte ibadet yapacağı yere gidememenin sıkıntılarını taşıyor.

       Kral Davud önce zorunluluktan kupanın, sonrada kimilerinin desteği ve kendi inadıyla kupa papazının görevlerini yaptı. Daha önceki kayıp kartlarla ilgili hesap sorulmaktan tepeye çıkarak kurtuldu. Şimdilik oyunda yok ama gücü ve hevesi yerinde, her an masaya oturmaya hazır. Sürekli bıyık altından tebessüm ederken, çığ düşer endişesiyle güvendiği dağlara sessiz bakıyor.                                                                                                                                     

      Kral Sezar’ın denizle, işletmeyle işi olmadı. Kaldı ki anakarada reisin bozuk işlerini bile söz verdiği halde açıklayamadı dili becerikli kendi beceriksiz, cesaretsizin önde gideni. Ha bire ağladı, rahmetinden bir ot bile yeşermediği gibi kozmik bilgileri sel aldı. Özgül ağırlığı sıfırlandığı için yeni bir yapılanmanın peşinde. Kırdığı kupa kartının hilelerine zamanında sesi çıkmadığı gibi, birde abisi konumundaydı. Simgelendiği Sezar’ın Roma’yı yakmasından sürekli esinlendi ama yolsuzluk yapanları yakacak yüreği bile olmadı. Şu sıralarda güvenilirliği olmayan o zata bazı kartlar yeni bir oyun teklifinde bulunuyorlar.                                                                                                                         

      Sineği simgeleyen ise, Büyük İskender gibi öngörü sahibi ve hak- hukuk ile dürüstlük ilkelerine bağlıydı. Kartların kupa papazına en erken o başkaldırarak sinek gibi vızıradı. Sonra kendi yeni bir mekan açtı, oyuncu bulamayınca da sessiz sedasız ama onuruyla kapattı. Oyun ömrü, simgelediği Büyük İskender’in ömrü gibi kısa oldu. Şimdi birkaç deste kağıdın içinde başı dik gezenlerin simgesi oldu.

     Yeni bir mekanda kupayı dışlayıp, maçanın önderliğinde ve karo ile sineğin temsil edileceği papazkaçtı oynanacak gibi. Bakalım açma ruhsatı alabilecekler mi?