DUMAN

   Seçimler yaklaştıkça bozulan ağızlara kurnaz beyinler de refakat etmeye başladı. İkinci yüzyılda muhalefete aday olanlar iyice ağzını bozmaya başlayarak toplumsal ayrışmayı, üstü kapalı tehditlere başladılar. Sınıfta doğru yazamayan, kağıtta yazılanları bile doğru okuyamayan eski başbakanları kara tahta başından sonra işgal ettiği sahnede görmeye başladık.!

   Bakanlığı sürecinde çoğu kez adaletin adil olduğunu gösteremeyen Bozdağ kükremeye başladı.! Yok karşı tarafa verilen oylar teröre nefes olurmuş, tercihinizi içki içenden değil alnı secdeye gidenden yana kullanacakmışız gibi açıklamalardan sonra nokta koyacağını sanarken tekrar sazı alarak, siz ailenizi şuna mı , buna mı emanet edersiniz gibi toplumsal ahlakın sınırlarını zorlayan ifadeler yumurtladı.

   İsim anlamı tepeleri dumanla kaplı dağ olan bozdağ; size yirmi bir sene önce ülke emanet ettik. Öyle bir ülkeydi ki; kimse komşusunun bile etnik kökenini bilmez, sormazdı. Toplumsal dayanışma ve güven vardı. Çocuklarımız tacize uğramaz, okullarda kaliteli eğitim ve partilerde kalite siyasetçiler vardı. Gönülleri ve sevdaları Türkiye için atardı, arap yarımadası için değil.! Anladın mı bilmem.? Kendimize yetebilen her şeyimiz vardı bir tek senin gibilere senin üslubunla yanıt verenler için mahkemeler yoktu.!

   Görevi aldığınız ülkede bolluk, bereket, insanlık vardı. Kaldı ki şampanyanın en kalitelisini içerek ağzının tadını bilen Prag’a büyükelçi yaptığınız bakara, makara Egemen bile vardı.!

   En önemlisi de toplumsal ahlak vardı. Onu da çürüttükten sonra size emanet edeceğimiz kara tırnaklarımız bile yok!

   Size birşey söyleyeyim mi: Görevi aldığınız ülkede başbakanlar İstiklal Marşını ezbere ve gönülden okurdu, bayrağı ceketi yerine gönlünde ve dünyanın dört bir köşesinde gönderde gururla yaşatırlardı ve bayrakla sorunu olanlarla ortaklık yapmazlardı. TC’yi tabelalardan, andımızı okullardan kaldırdıktan sonra yaptıklarınız takiyeden öte değildir.! Ama size de yakışmıyor değil.!

   Bizim ülkemizin eski başbakanının çocukları uzak doğu kumarhaneleri yerine, çoğunluğu mahalle kahvelerinde çayına pişti oynarken halkla iç içe yaşarlardı. Sermayeleri ve şirketleri Hollanda yerine, işleri Türkiye’de ve hesapları da TC bankalarında olurdu.

   Sıkışınca din iman edebiyatı yaparak meydanlarda seccade gezdiriyorsunuz. Ülkede secde edilecek o kadar temiz yer var fakat oraya sürülecek yeterli temiz alnınız yok. Ancak millet yerine ümmet olmak için yırtınanlar var. Yönetcilerde yalan, ülkede soygun ve talan var.

   İşte Millet ittifakı da onlara karşı var.

   Size tavsiyem Gorki’nin; “Bizi kandırmak için Tanrı’yı bile araç olaraktan kullanmaya çekinmiyorlar. Ruhumuzu öldürmek istediklerinde onu yalan ve iftira içinde bırakıyorlardı. Bir politikacı dinden bahsediyorsa bil ki birilerini kandırmaya çalışıyordur.” İfadesini okuyun.

   Soyadının anlamı gibi ülkenin üzerinden dumanı eksik etmeyerek ülkeyi duman ettiniz.! Dumanınızla gidiniz, yerinize baharı getireceğiz.