29 Nisan 2024

UCU KAÇMIŞ!

  • PDF

   Haset, bir kimsenin başkasının sahip olduğu maddi ve manevi varlıklarını kıskanması ve o kişinin kötülüğünü istemesiyle çekememezlik durumlarını anlatmak için kullanılır. Kişinin kendinden başka hiç kimsenin iyi bir konumda olmasına tahammül edememesidir. Kıskançlık duyarak kişi hakkında kötü düşünceler beslemesi ise hasetlik olarak ifade edilir.

   Hasetlik, 2019 mahalli idareler seçimlerinden sonra çok hissedildi. Seçim çalışmaları sırasında başlatılan kara çalma ve iftiralar, seçim çadırlarına saldırıya kadar gitti. Seçimden sonra da baskı ile engellemeler sürekli olarak on bir büyükşehirin üzerinde fütursuzca kullanıldı ve büyük payı İstanbul aldı.!

   Yenilgiyi kabullenemedikleri seçimleri yenileyerek az farkları hezimete dönüştürdüler. Sonraları kredileri onaylanmadı, komisyon yapıları değiştirildi, bir kısım yetkileri merkezi yönetime alındı, kırık sandalyelerde oturtma, terörist çalıştırdığı yalanıyla kamuoyunda algı yaratma ve topal ördeğe benzetme konusunu gündemlerinden hiç düşürmediler. Topladıkları nakit yardımlara el kondu, aşevleri kapatıldı, bedava ekmek dağıtımları bile engellendi. Yandaş meclis üyelerinin çoğunluğu nedeniyle belediyelerin karar alma organları kilitlenmeye çalışıldı. Uydurma suçlarla, yargıcı değiştirilmiş ön yargılı mahkeme kararlarıyla cezalandırma yollarına gidildi.

   Depremden yıkılmış kentlerde bile bizim ve onların belediyesi diyerek yüksek perdeden ayrımcılık yapıldı. Bu ülke bu kadar kini, nefret söylemini, iftirayı ve ötekileştirmeyi ilk defa görmüş oldu. Kafanızı ellerinizin içine alın ya da şapkayı önünüze koyarak düşünün ve sonra da “nereden nereyeee” diye haykırmaya devam ederken cumhurbaşkanı adayı belirlemede anayasaya uyulmadığını da unutmayın.

   Sonuçta deve dişi gibi güçlü, aslan gibi lider ruhlu ve kararlı on bir halk kahramanı yaratıldı. Bunların oluşumunda baskı ve engellemelerden dolayı Ankara’nın katkısı çok oldu.! Deprem bölgesinde yoktular masallarını okumaya başladılar. Bu on bir başkanı kamuoyu önünde sürekli zora durumda bırakma düşünceleri, yönetsel planlarının ilk ve önemli parçası haline geldi.

   Bu işleri kim düşünür ve yapar.? Duruma hakim olamayıp, işi kontrolden çıkararak ipin ucunu kaçıranlardan başkası yapamaz. Bir gün önce atılan temelcikleri yarın kamyonetin kasasına yükleyip götüren betonsever şaşkınlar yapar.!

   Durum böyleyken yeniden gündemi ele almak için kanal İstanbul gibi götürüsü getirisinden fazla olan çılgın projeler, 1930’larda uçak üreten ülkeden 2020’lerde otomobil üretmeye gerilemiş ülkeye, bulunan doğal kaynakların rezervini abartarak zaman kazanmaya çalışmanın ötesinde, batarken bile “uçuyoruz uçuyor” ve “bizden önce yoktu” algıları bu ülkeye verebilecek ruhlarının olmadığını açığa çıkartmıştır. Yani yıllar önce düğüm ettikleri ipin ucu kaçmış olduğundan bütün iyi özellikler kendilerinde toplanmış gibi gurur ve kibir silahıyla kendilerinden olmayanlara nafile saldırıp duruyorlar.!

   AKP uzun yıllardır sorun çözücü performans gösteremediği gibi liyakata değil biata dayalı kadrolarıyla yeni sorunlar yarattı. Tam bu noktada muhalefetin kararlı ve liyakatli belediye başkanları, oluşturulan gölgelere rağmen kentlerinde ışık saçarak başarılı ve kararlı çalışmalarıyla AKP’yi ikinci plana itmeyi başardı.

   Yirmi yıldan beri Erdoğan’ın gücüyle seçilmiş AKP’li belediye başkanlarının kendi deyimleriyle metal yorgunluğu ve halkın gözüyle yolsuzluk ile yandaş kayırma çokluğuyla yönettiklerini sandıkları fakat idare ettikleri şehirleri borca batırıp, beton yığınına dönüştürürken muhalefettekiler hizmetin yanında borç da ödüyordu. Onun için yukarıdan aşağıya hasetliğin temelinde bunlar da yatmaktadır.

   Goebbels propagandaları ve sürekli sertlik ile rakiplerini aşağılama taktikleri ortaya saçılarak inandırıcılığını yitirdiği için güneşin balçıkla sıvanamayacağını görmüş olmanız gerek.

   Bu son deprem felaketinde görüldüğü gibi muhalif belediyelerin olay yerlerine erken gidişleri, başarılı ve halkla uyumlu çalışmaları yukarının hasetlik katsayısını arttırmıştır.!

  Siz hiç kendi şehirlerini kuşatarak, orada yaşayanların hizmetine engel olmaya çalışan eski şehremini görüp, duydunuz mu?

   Yaşanmaz hale getirmeye çalıştığınız ülkede hasetlik tutmadı, seccade elinizde gezerek din sömürüsüne devam edin.!

   Ne güzel demiş Hz. Ali, “Haset edenin huzuru, çabuk darılanın dostluğu ve yalancının yiğitliği olmaz.”

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde