ENVANTERE BAKALIM!

                İnsanlar çoğu zaman neyim var, neyim yok ya da nelerim eksik diye düşünür. Bir ticaret terimi olan envanter; işletmelerin parası, değerli kağıtları, taşınır ve taşınmaz mal varlıklarıyla alacaklarını ve borçlarını oluşturan ayrıntılı durumu gösteren çizelgedir.

                Ülkemizde yirmi yılın envanteri düşünülürse, neler kaybettiğimiz ya da neler kazandığımız görülecektir. Yönetenlerin açıklamaya çalıştığı envantere göre iyi durumda olduğumuzu “Batı bizi kıskanıyor” ifadeleri özetlemiş oluyor.!

                 Halkın envanterine göre ise; Aşırı borç, zayıf üretim, işsizlik, beyin göçü, bozuk ekonomi, toplumun kutuplaşmaya gidişi ...... gibi olumsuzluklar çizelgeyi doldurmakta ve genel durum envanterinin hiç de parlak olmadığını göstermektedir.

                Son yirmi yılın envanterinde neler olduğunu anımsayalım:,

                Birinci ağızdan “Her türlü milliyetçiliği ayak altına almak” ve TC’yi tabelalardan silmek, andımızı okullarda yasaklatmanın yanında Türkler Orta Asya’ya gitsin diyen AKP yöneticileri,

                Olumsuzluk ya da doğal afetlerde vatandaşa gönderilen iban numaraları sürekli,

                Ülkeyi pazarlama gibi bir görevin yanında, yandaşların birkaç yerden aylık gelirleri,

                Az kullanılan yerlere verilen garanti ödemeler yüzünden vergilerin yap işletçilere akıtılması,

                Kadercilik mi? o zaten damara işlenmiş ve kamuda liyakatın yerine imamlar,

                Hesabı verilemeyen Merkez Bankasının 128 milyar doları ve Katar katar yolsuzluk ile usülsüzlük,

                Ana muhalefet partisi başkanını linç etmeye çalışanların tutuklanmama gibi bir adaletsizlik,

                Seçilmiş belediye başkanlarını görevden alma ve muhalefet belediyelerinin elini kolunu bağlama,

                Muhalefetten gelen önergelerin şartlı refleks olarak TBMM’nde sürekli reddi ve başarısızlığı sürekli onlara yükleme,

                Şam’da namaz kılamayınca, bize gelen beş milyon Suriyeli ve yolda olan bir milyon Afgan mülteci,

                Kaybedilen seçimden sonra “Hiçbir şey olmamış ise kesinlikle bir şey oldu” diyerek hazımsızlığın dışa vurumu ve seçim yenileme,

                 “Camide içki içildi” açıklamalarına karşın; “Ben camide içki içen görmedim, din adamıyım yalan söyleyemem” diyerek gerçeği haykıran dürüst din görevlilerinin yanında beyaz eşya dağıtan mülki amirler,

                “Finansmanı iyi yönettiğimiz için mülteci alıyoruz” söylemi ve Somali’ye 30 milyon dolar yardım,

                Kişilerin faize mahkum edilmiş kredi kartları,

                Milyonluk tazminat davalarının yanında beş kuruşluk davalar ve açmaza girince yerli ve milliyle beka sorunu yaratmak da

var.! Yani var oğlu var...

                 Hep de eksiklikleri söylemeyelim, envanterde olanları da anımsayalım:

                Dindar gençlik yetiştirme uğruna vatandaşların ısrarla tarikat ve cemaatlere yöneltilmesi sonucu, bilim ve aydınlığın yerini alan dualar ile kokainin pudra şekerine dönüşümü,

                “Yangın gördüğünüz zaman tekbir getirin, tekbir onu söndürür” açıklamasını yapan Cübbeli’ler ve yanlışları araştırmayan adli mekanizmalar,

                Kuzu kuzu anayasa profesörlerinin her pisliğe bulaşarak üç maymunu oynaması ve ona ses çıkarmayanlar,

                Kendi bakanlığına deterjan pazarlayan bakanlar ile hangarlarda bekletilen söndürme uçaklarını antika sayanların hizmetinde on üç uçak,

                Beka sorunu ülke için değil AKP için,

                 Suç örgütü lideri olan kişiden her ay on bin dolar alan siyasetçiler,

                Ve bunların nedeninde ise mühürsüz oyların önemli bir yeri VAR.

                Ümmetçilik envantere yerleşerek demokrasiyi çıkarınca, cumhuriyet kazanımı olan THK’nun uçakları da envanterde devre dışı kalacak, mülteciler envantere ve ülkemize girecektir.!