29 Nisan 2024

NE ŞEKERİ, NE DE YÜZÜ...

  • PDF
  Bir yılı daha bitirdik. Acısıyla tatlısıyla derler ama öyle değil. Her zamanki gibi acılar çoğunluğa, tatlılar rantiyecilere kaldı. Özellikle son yıllarda yönetimden kaynaklanan arap hayranlığımız zirve yapmış durumda! Rantiyeciler; Katarlılar, Kuveytliler ve Suudiler başta olmak üzere Ortadoğunun Arapları ülkemizde öz, bizler tamamen üvey duruma düştük. Hem de öz vatanımızda ve Kurtuluş Savaşında arkadan hançerlerini yediklerimizin yanında. Dahası da vatanımızı onlara sata sata.... Şu sıralarda alevlenen Kanal İstanbul Projesinin yapılacağı güzergahın bunlar tarafından önceden kapatıldığını okuyoruz ve alımları güzergahı önceden onlara sızdıranlar tarfından da kutsanması da bizi üzerek doğruluyor.
 
  Katar ve Kuveyt kimdir? İkisinin yüzölçümü Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon kadar, nüfuslarının toplamı da Ankara’nın biraz fazlasıdır. Ekonomiye gelince kişi başına düşen milli gelirle dünyanın en zengin ülkelerindendirler. Bizimkiler satıyor onlar alıyor, ülkemizde ne varsa topluyorlar. Osmanlının yıkılması döneminde İngilizlerle işbirliklerini unutturmak veya kulağa hoş geldiği için mi bilinmez bunlara Arap yerine de körfez sermayesi diyorlar.
 
  Bu sermayesi bol, emperyalist güdümlü ülkelerin uydusu durumuna düşmek sağduyu sahibi vatandaşlarımızı üzmenin de ötesinde kahretmektedir. Neyimiz varsa bizimkiler pişkin pişkin satıyor, onlarda sırıta sırıta geçmişin intikamını çıkarırcasına alıyorlar. Eee zamanında “ne varsa satacağız” diye söylemişlerdi, şimdi hayata geçiriyorlar... Delikanlılık da budur gibi konuşup, dışarıdan sermaye geliyor diye el ovuşturarak...
 
  Bankalar, iletişim kanalları, entegre tavukçuluk tesisleri, büyük mağazacılık şirketleri, inşaat alt yapı, mühendislik gibi faaliyetleri olan büyük proje şirketleri, BMC gibi otomotiv devi, Tank Palet gibi savunma sanayi tesisleri, portföy kuruluşları, oteller vb. gibi bir sürü taşınmazları araplara satttılar. Bir şekilde ruhumuzu da araplaştırdıklarına inandıkları için sorun görmüyorlar...
 
  Satılanlar yetmemiş gibi Kanal İstanbul’un geçeceği güzergahın yanındaki arazileri de satmışlar. Ne de olsa güzergah önceden araplaştırılmış. Yani oturan kuşlar onları bilgilendirmiş.!
 
  Araplar tarafından kuşatılmış gibiyiz. Körfez sermayesi kanımızı emiyor, dört milyon Suriyeli canımıza okuyor... Arapça tabelaların çokluğundan alfabemiz bile isyan noktasına geldi. Hızla toplumu saran Arap kültürü yüzünden ortaçağ karanlığına doğru devşiriliyoruz. Endişemiz yabancıların gelmesi ve mülk edinmesinden değil, yoz kültürlerinin nakış gibi işlenmesindendir.
 
  Bunlar için zemheri ayında Karadenizde hem de deniz kenarında orman yaktıklarına göre ne diyelim. Hani bir deyim vardı ya “kötüye söz, kokmuşa tuz neyler.” Ne Şam’ın şekeri ne Arab’ın yüzü deyimi beğenseniz de beğenmeseniz de yararı olsa bile istenmeyen kişiler için söylenirmiş...
 
  Sağlıklı bir yıl geçirmek ve özgürlük, adalet, mutluluk ile toplumsal barış getirmesi dileklerimle yeni yılınızı kutlarım.
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde