On yedi yıldan beri ülkemizde genel ve yerel yönetimlerde en çok duyduğumuz, gördüğümüz ve tanık olduğumuz, anlamları: İsraf, tutumsuzluk, savurganlık olan müsrif yönetimler ve müsrif yöneticilerdir. O kadar yaygınlaştı ve alıştık ki yapılan her işin faydalarından önce ortaya saçıldığına herkesin hemfikir olduğu ancak bir kısmının gözlerini kapatıp, kulaklarını tıkamak zorunda kaldığı bu kelime sırrını ve önemini korumaktadır.

 

  “Balık baştan kokar” diye bir atasözümüz vardır.

 

  Hikaye bu ya; Gün görmüş biri, balık pazarına gitmiş. Balıkları gözden geçirmiş ama balıklar hoşuna gitmemiş. Taze olup olmadığını anlamak için bazılarını eline alıp kuyruk tarafından koklamaya başlamış.

 

  Bu sırada adamı gözleyen balıkçı bu işe kızmış. Daha fazla dayanamamış ve müşteriye:

 

  -Hem balıkların kuyruğunu kokluyorsun; hem de anlıyormuş gibi yüzünü ekşitiyorsun. Sen, balığın baştan kokacağını bilmiyor musun?

 

Müşteri:

 

  -Ben de biliyorum balığın baştan koktuğunu ama görüyorum ki senin balıkların bırak başını, kuyrukları bile kokmuş. Kaldır artık şunları tezgâhtan, diyerek balıkçıyı azarlar gibi yanıtlamış.

 

  Kötü işlerin yönetici ya da baş durumunda olanlardan başladığını, yöneticilerinin tutumu bozuk olan toplumda her şeyin bozuk olacağını anlatır. Bunlar tezgahtan kalkmadığı süre bu kokular artan bir şekilde yayılacak ve her burun nasibini alacaktır.

 

  İlimiz beş yıl önce büyükşehir oldu ve birtakım genel müdürlükler oluştu. Bunlardan biri de OSKİ adıyla hizmet veren su ve kanalizasyona bakan kısım. Hizmet için gerekli ve önemli işlevleri olan bir kurum. Ancak bu genel müdürlük sanki turizm ya da deniz işiyle uğraşıyor ki Fatsa’da denize sıfır kocaman bir binayı kiraladı. Bu işleri acaba Bolaman veya Yalıköy belediyesinden devralınan ya da Fatsa Belediyesi taşınınca boşalacak binalarda göremezmiydi de kiralama yoluna gitti.

 

  Olmadı büyükşehir başkanım, olmadı... Kira bedeliyle az ya da çok başka hizmetler yapılsaydı. Bu kadar borcun içinde bu kiralama olayı OSKİ’yi kanalizasyon kokusu gibi ve müsrif müsrif kokutur!

 

  Yukarıda yapılan müsriflerde “itibarın tasarrufu olmaz” elbisesini diken terzilerin, aşağıda ise kanallardan gaz kaçağı yaratan müsriflerin eline kaldık...

 

  “Müsriflikten kurtulmanın tek çaresi masrafları kısarak kendi kendinize borç vermektir” diyen düşünürlerden haberleri olsa iyi olurdu ama tasarrufu yeni Türkiye’ye yaklaştırmıyor ve yakıştırmıyorlar ki...

 

O halde doğrusu, balık baştan kokarmış...!