Kalem; Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç, resmi kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer, yontma işlerinde kullanılan ucu sivri veya keskin araç, bazı deyimlerde ise sayı belirtmek ve kaleme almak (yazmak) tır.

 

   Günlük yaşantımızın çok önemli bir parçasıdır. Ne düşünüyorsan, ne söylüyorsan onu yerine getirir. Kendisi, kullananın düşüncesi dışına çıkmayacak kadar uysaldır. Kalem, sahibine sadık olduğu gibi ehlinin elinde olunca toplumuda aydınlatan önemli bir araçtır.

 

   Kalemle bazen; barış, özgürlük, savaş yazmak suç, bazen de tersi olur. Ama yanlışlık asla onun değildir. Çünkü o zengin, fakir, din, dil, ırk, cinsiyet, düşünce... ayrımı yapmaz. Bazen de bu kadar yazdığın yetti diyerek, tıpkı idam kararında hakimin kalemi kırması gibi kendi yazısını çizer ama yok etmez. O da bilir ki söz uçar, yazı kalır.

 

   Cervantes “kalem, aklın dilidir” der. James Howell’e göre “dünyayı yönetenler; kalem, mürekkep ve kağıttır.” Sunay Akın ise, “aslında her şey, tükenen bir kaleme tükenmez dedikleri kadar yalan” diyerek bir gerçeği saptar.

 

   Kişinin kıymeti dilinin altında ve kalemlerinin ucunda gizlidir. Onu “alim unutmuş, kalem unutmamış” dercesine söz ve yazı açığa vurur. Kılıçtan üstün ve aletlerin en faydalısı olduğuyla, kağıda dokunduğunda kibritten daha çok yangın çıkardığı deyimleri de doğrudur.

 

   Birde fosforlu kalem var ki;

 

 

    Güzel.

 

 

    Elbette, hemde nasıl!

 

   İşte bunların sahipleri, eline kurşun kalem verdikleri insanları kalemtıraşlarıyla sürekli küçültüp tüketerek, kendi gelir kalemlerini büyütüyorlar.! Orta ve dar gelirli insanların üstüne sürekli kalem çekme alışkanlığından vazgeçmiyorlar. Halbu ki harcama kalemlerini gözden geçirseler ya...!

 

   Belirli bir grubu dolma kalem gibi doldurup boşaltanlar, kalemin önemini öğretmezler. Çünkü onlar sürekli doldurmaya ve o gruptakiler de dolunca kullanılmaya alışmışlardır. Bilmeliler ki bu kadar kaleme mürekkep dayanmaz. Bunların üzerine kalem çekilmediği süreçte yazılar anlamsız, iletişim kanalları kör ve sağır olacak, adalet, hak, hukuk, demokrasi, gelir dağılımı gibi kutsal kavramlar da kurşun kalemin ucu gibi kırılıp duracaktır.

 “Silginiz kaleminizden önce bitiyorsa, yanlışınız çok demektir” deyimine göre bizi yönetenlere silgi dayanmıyor artık. Çünkü sabit kalem kullanmaya devam ediyorlar...!

 

 

   Boya kalemleriyle süsledikleri sayfalarda algı yaratan sulu basın; bir gün sizinde gününüzü kutlamak dileğiyle, varmı sınız doğruları yazmaya?