29 Nisan 2024

NEREDEN NEREYE...

  • PDF
     İstanbul Boğazından dolayı toprağımız ikiye ayrılmış olup Avrupa yakasının dışında kalan kısıma Anadolu denmiştir. İsminin eski zamanlarda efsane bir Türk anadan aldığı söylenmektedir.
     Anadolu Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat seferlere devam ederken Kızılcahamam’ın Taşlıca Köyüne uğrar. Burada yerleşen insanları ve Kırmızı Ebe ile oğlu Oruç’u görür. Askerler ebe tarafından karşılanır. Ebe hazırladığı ayranı askerlere ikram etmek için taş oluğa döker. Askerler kaplarına doldurur ve bir türlü taş olukta ki ayran bitmez. İçebildikleri kadar içerler. Kırmızı Ebe ve askerler arasında;
     – Doldurun yiğitlerim 
     – Doldur, ana 
     – Doldurun, yavrularım 
     – Ana, dolu... dolu. 
     Ana kaplarımızda dolu diye diyalog geçer.
     Anadolu isminin bu olayla geldiği rivayet edilir. Anadolu isminin nasıl doğduğuna ve anlamına ilişkin birçok iddia vardır. Bernard Lewis’e göre de; kabul gören iddialardan birisi de, Anadolu isminin eski çağlara dayandığı ve Yunanca doğu ülkesi ya da güneşin doğduğu yer anlamına geldiği yönündedir
     Efsaneler bir yana, Anadolunun güzel bir isim ve çok güzel olduğu gerçekdir. Bu güzel topraklar, çok badireler atlattıktan sonra emperyalist güçler tarafından istila edilir. Bunun üzerine Mustafa Kemal isimli kahraman ve arkadaşları, Kurtuluş Savaşı başlatmak üzere tam yüz yıl önce deniz yoluyla İstanbul’dan Samsun’a hareket ederler. Yokluk içinde bu savaşı kazanırlar ve devamında büyük yatırımlara girişirler. Bunları yaparken dış borç almadıkları gibi Osmanlı’dan kalan borçlarıda ödemeye başlarlar. Zamanla o kahramanların kanlı ve kutsal mirasları olan milli bayramların kutlanmasını ya da sönük geçmesini sağlayarak yok saymaya, Türkiyeyi çağdaşlaştıran rejimle sorun yaşamaya başlayanlar türedi.
     Sürekli dini ve seçim dönemlerinde de Atatürk’ü kullanmaya başladılar. Çünkü o halen halkının gözünde bir kahraman ve büyük bir devlet adamıydı. Çanakkale Savaşlarının yıldönümlerinde adından söz etmediler. Cumhuriyetin kuruluş yıldönümünde törenlere katılmadıkları gibi Haçlı Seferleri’nin başlatıcısı kabul edilen, Papa 10. İnnocenzo heykeli önünde 29 Ekim 2004 tarihinde Başbakan Erdoğan ile dışişleri bakanı ve başbakan yardımcısı A. Gül AB nihai senedini imzaladılar.
     Bu kişiler 29 Ekim 2011’de de Cumhuriyet Bayramı törenlerini iptal ettiler. Seçim öncelerinde ise milleti saf yerine koyup, yine Atatürk’e sarılmaya başladılar.
     “Bu vatan çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya layıktır” diyen bir liderden, “sizi biz doyuruyoruz” diyen başkana ve “bakıyor seçmene AKP’nin adayına verecek gibi duruyor ve büyükşehir pusulasını vermiyor..” diyen Binali gibi adaya kaldık.!
     Hani derler ya “Allah kimseyi gördüğünden geri bırakmasın” Türk milleti olarak biz kaldık da.
     Nereden nereye...!
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde