Bir türlü kendimi ifade edemedim gitti.

Yazar değilim çizer değilim. Aklıma geleni yazıyorum, anlattıklarım millete karışık geliyor herhalde ille isim istiyor benden ki merakını gidersin. Giderme merakını arkadaş sanki bilmezsin, tanımazsın kimseyi. Bu memlekette faizcilik yapıldığını ilk defa benden duymuş gibi saf saf bakınıyorsun. Benim faizcilere kızdığımı falan düşünüyorsanız yine ifade edemedim kendimi demektir. Ben faizciye niye kızayım. Faize para alan dangalaklar varken, bir de yasalara da aykırı bu fiilin gerçekleşmesine kimse de ses çıkarmazken adam tabi para satacak. Benim faizciye lafım yok. O sokma akıllı zaten Allah’tan bulmuş sürekli korku ve huzursuzluk içinde yaşıyor. Geçmiş örnekleri görüyor, bakma sen onun yalandan yaptığı rüzgara; batma sırasını bekliyor, sonunu az çok biliyor. Kafa da çalışmıyor ki öyle alsın satsın helâlinden ticaret yapsın, anca bunu yapmayı öğrenmiş, para satıyor, ANLIYOMUSUN sen ! .

Ya arkadaş, beni eleştiren yine benim yakınım. Puşt ya, istiyor ki isim vereyim okkanın altına ben gideyim. Zaten işin sonunda yetkililer araştırma yapıp da faizcilere baskın yapacak değil ya, kolay yoldan beni çağıracak; sen ne diyorsun bir anlat bakalım diyecek, bende gek gük geveleyeyip duracam, kabak benim başıma patlayacak. Bu dost bildiğim kerkenez işi yetkiliye bırakmadan, isimli konuşayım ki kendimi yakayım istiyor. Yemezler HACI abi, isim misim veremem.

Dünyanın da, ülkemizin de, bu eskiden çok güzel olan şimdi de hala güzel kalmaya çalışan memleketimizin de en büyük sorunu para. Para kimde, değişik miktarlarda olmak üzere herkes de. Bu herkes ne yapar parayı, ekseriyet kendinin ve ailesinin geçimini sağlar, standartlarını yükseltmeye çalışır. Kimi bugün kazandığını akşam yer. Kimi de parayı satar. Bunlarda bir gariplik yok. Gariplik şurada; kazanıp kendi parasını yiyenden kime ne adamın tercihi, sen saygı duy ya da eleştirme. Çalışıp geçimini sağlayana saygı göster hatta mümkünse büyük saygı göster, onun kimseyle işi yok, geçiminde işinde gücünde. Ama sen bunlara saygı göstereceğine kürke saygı gösteriyorsun. O parayı satan asalağa, çalışmayana, üretmeyene saygı gösteriyorsun. Yerden yere vuracağına, utandıracağına sen onun parasından kürkünden utanıyorsun. Kendine gel arkadaş. Bu gazeteyi okuduğun dükkanda çalışana bak, oturduğun çay ocağında sana bu gazeteyi getiren çaycıya bak onlara saygı göster, daha önemlisi kendine saygı göster. Bırak bu amirler büyük abiler bankacılar bu asalak tefecileri adam yerine koyup memleket onların zannetsinler de sen buna itibar etme. Haramın binası olmaz, giydirsende olmaz montelesende olmaz. Yazıyı buraya kadar sıkılmadan okuduğuna göre sen hala isim bekliyon benden seni gidi TOPAL, isim misim yok bu gece de sen yine evinde kal.

Bu benim yazı yazdığım dördüncü hafta. Bundan hariç belki bir tane daha yazarım sonra bana eyvallah, yoksa iş kötü yere gidiyor. Bankacıya çattık, tefeciye salladık daha bu saatten sonra para da alamayız bunlardan iyisi mi biz işimize bakalım yazıyı erbabı yazsın. Sonra bu yazı işinde para da yok, yaz gönder sana üç tane bedava gazete veriyor Yavuz Selim Eser hepsi bu. Haftaya Feridun Abi ile görüşeceğim, beş-altı tane beleş gazete vermesi durumunda transferimi de isteyebilirim.

Son olarak müftü beye sorularım olacak; faizli parayla alınan kurbanı kesersem münasip midir? Faizciye kurban kesmek farz mıdır, gereği var mıdır, hayvan mundar olmaz mıdır? Hangisi daha hayvandır, icabında eline fırsat geçse de kurbanlık faizciyi kesse caiz midir? Bu konularda beni aydınlatmanızı sevgilerimle arz ederim.

Herkezin geçmiş bayramını kutlar, sıfır faizli bol kazançlar dilerim.