16 Mayıs 2024

Muharrem Ayı Başlıyor…

  • PDF

adem6-11-2013Muharrem Ayı’nın başlaması nedeniyle gazetemize açıklamada bulunan Fatımatü’z Zehra Alevi Bektaşi Derneği Başkan yardımcısı ve Basın sözcüsü Adem Korkmaz; İslâm dünyası, 04 Kasım 2013 tarihi itibarıyla Muharrem ayını idrak edecek. Bu ay, bizzat Peygamber'in ifadesiyle "Allah'ın ayıdır". Kuşkusuz her zaman dilimi her mekân parçası gibi Allah'ındır; ancak bazı zaman ve mekânların doğrudan Allah'a izafe edilerek anılması o zaman ya da mekânla ilişkili özel olaylar sebebiyledir.

Muharrem ayı bilindiği üzere İslam tarihine baktığımızı zaman bir çok peygamberin kurtuluş ve selamete erdikleri aydır Muharrem bunların başında; Hz.Adem atanın ve Havva anamızın tövbelerinin kabul edildiği, Hz.Nuh’un İnananlarla birlikte tufandan kurtulup Allah’a şükran duygularının gereğini yaptıkları, Ayrıca Musa Peygamberin firavunun zulmünden kurtulduğu aydır.

Diğer taraftan Kur'an-ı Kerim'de bazı alimler Fecr Suresi'nde kasem edilen fecrin Muharrem'e, aynı surede yine yemin edilen on gecenin de bu ayın ilk onuna işaret ettiğini belirtmişlerdir. Aynı zamanda Muharrem ayı, isimleri Hz. Peygamber tarafından sayılan haram aylardan biri olup, Kur'an-ı Kerim'de haram aylara saygı gösterilmesini emreden ayetlerde de doğrudan ihtiram konusu olarak yerini almıştır.

Haksızlığa Karşı Dik Duruş: Hz.Hüseyin

Muharrem ayının daha doğrusu bu ayın onuncu günü olan "aşura"nın İslâm tarihi için özel bir önemi vardır; zira Kerbela olayı bugünde gerçekleşmiş, Hz. Hüseyin ve arkadaşları bugünde şehadet şerbeti içmişlerdir.

Belirtmek gerekir ki Hz. Hüseyin, hakkaniyet ve adaletle özdeşleşmiş, haksızlığa ve zulme karşı çıkışın sembolü olmuştur. Onun bütün Müslümanların kalbinde derin iz bırakmasının sebebi budur. Zira her şeyden önce o Hz. Muhammed'in torunu, onun tarafından sevilip öpülen ve dua edilen mümtaz bir şahsiyettir.

Hz. Hüseyin, Emevîlerin zulümleri karşısında hiçbir zaman suskun kalmamış, çeşitli vesilelerle haksızlıkları ifade etmiştir. Bu bağlamda onun amacı dünyalık kazanmak olmayıp Allah'ın dinine hizmet etmek olmuştur: Nitekim o, insanlara yaşanılan kötülükleri sayıp İlahî gazaba uğramalarından korktuğunu kaydettiği bir konuşmasının sonlarında Hak'ka el açarak şöyle dua etmiştir: "Ey Allah'ım! Sen bilirsin ki bu sözlerim, hükmetmeye rağbetimden, çıkar sağlamayı düşündüğümden değildir. Ancak Senin dininin yollarını göstermek, Hakk'a ayna olmak isteğimdendir. Bu suretle mazlum ve çaresiz kullarının esenliğe ulaşmalarını, emirlerini, hükümlerini yerine getirebilmelerini temin etmek istiyorum.

Kapanmayan Yara: Kerbela

Kerbela olayını kısaca hatırlamak gerekirse şu özet verilebilir: Hz. Hasan'ın Muaviye lehine hilafetten feragat etmesinden sonra Emevi Devleti'ni kuran Muaviye, yirmi yıla yakın saltanat görevinden sonra vefatına yakın, ahlakî zaaflarıyla tanınan oğlu Yezid için biat almış; babasının ölümünün ardından Yezid hiç layık olmadığı halde hilafet makamına kurulmuştur. Durumu öğrenen Hz. Hüseyin buna şiddetle karşı çıkmıştır. Önce Medine'den Mekke'ye gelmiş, orada görüşmelerde bulunduğu sırada, Kûfelilerden kendisini Kûfe'ye çağıran birçok mektup almıştır. Bunun üzerine Hz. Hüseyin, yerinde incelemeler yapmak ve durumu kendisine rapor etmek üzere amcasının oğlu Müslim b. Akil'i Kûfe'ye göndermiştir. Müslim Kûfe'ye girdiğinde büyük bir ilgiyle karşılanmış ve Hz. Hüseyin adına binlerce kişiden biat almıştır. Ardından Hz. Hüseyin'e mektup yazarak Kûfe'de lehine olan havayı tasvir eden bir rapor göndermiştir.

Kûfe'de bu gelişmeler olurken siyasi hakimiyetini pekiştirmeye çalışan Yezid, burada meydana gelen bütün gelişmelerden haberdar olmuş, derhal harekete geçerek pasif bulduğu Kûfe valisini görevden alıp yerine sertliği ile tanınan Ubeydullah bin Ziyad'ı tayin etmiş, ondan bir an önce duruma el koymasını istemiştir. Vali İbn Ziyâd güç gösterisinde bulunarak önce Müslim'i yakalatıp öldürtmüş, ardından da Hüseyin adına Müslim'e biat edenleri ağır bir şekilde cezalandırıp dağıtmıştır.

Kûfe'deki bu yeni gelişmelerden ve Müslim'in öldürüldüğünden haberi olmayan Hz. Hüseyin, üvey kardeşi İbnü'l-Hanefiyye başta olmak üzere tecrübeli kimselerin "Kûfelilere güvenilemeyeceğini" söylemesine aldırış etmeksizin hazırlıklarını tamamlamış ve yakınlarını yanına alarak 90 kadar kişiden oluşan küçük bir birlikle yola çıkmıştır. Yolda bilahare Müslim'in öldürüldüğünü öğrenen Hz. Hüseyin, beraberinde bulunanlarla istişare ederek durum değerlendirmesi yapmış, isteyenlerin dönebileceğini söylemiş, özellikle Müslim'in çocuklarının da ısrarıyla geriye dönmeyip, sefere devam kararı almıştır.

Bu arada vali İbn Ziyad, Ömer bin Sa'd komutasında bir birlik hazırlatarak Hz. Hüseyin'in üzerine göndermiştir. Bu birlik Kerbelâ'da Hz. Hüseyin ve adamlarını kuşatmış, Fırat'tan su almalarını engellemiştir. İnsanlar, masum kimseler, kadınlar ve çocuklar günlerce susuz kalarak tarifsiz bir insanlık dramı yaşamıştır. Burada bazı görüşmeler yapılmışsa da sonuç vermemiş, kendisinden ısrarla Yezid'e biat etmesi istenmiştir. Hz. Hüseyin, Yezid gibi fâcir bir kimseye biat edemezdi ve haklı olarak etmemiştir. Bu durumda ortada bir tek şık kalmıştır: İnanç, adalet ve cesaretle ölümün üzerine gitmek. Hz. Hüseyin de bunu yapmıştır. O, kaynakların yansıttığı kadarıyla, 23 atlı, 40 piyade olmak üzere 73 kişiden oluşan sembolik kuvvetiyle, Ömer bin Sa'd'ın binlerce askerden oluşan ordusuna mukabele etmeye çalışmıştır. 10 Muharrem 61 (miladi 10 Ekim 680) tarihinde başlayan çarpışma, Hz. Hüseyin'in her biri ölüme hazır yiğit insanlarının destansı direnişiyle bir süre devam etmiş; nihayet hepsi de teker teker şehitlik mertebesine ulaşmıştır. Sonunda azılı câniler, gözlerini kırpmadan Hz. Hüseyin'in üzerine yürümüş ve mübarek başını gövdesinden ayırarak tarihin en büyük zulümlerinden birini irtikap etmişlerdir. Hüseyin'in kesik başı ve esirler Şam'a gönderilmiş, olay tarihe kanlı Kerbelâ vak'ası olarak geçmiştir.

Peygamber torununun bu dramı ona olan muhabbetle birleşerek asırlarca Müslümanların kalbinde yer etmiş; hak ve adaleti ayakta tutmanın sönmez ışığı olmuştur.

Biz aleviler muharremin birinci gününden itibaren oniki gün oruç tutar, Aşure’ler yaparız, Mah’ı Muharrem ayı boyunca kerbela mersiyeleri okur, muharrem sohbetleri yapar, Ehli beyt için gözyaşları dökeriz.

Fatımatü’z Zehra Alevi Bektaşi derneği olarak Muharrem ayı boyunca cem evlerimizde oruç açma programları, Tüm canlarımızla birlikte Muharrem cemleri yapacağız.

 

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde