Kişilerin Karakterlerinin Hayatlarına Etkileri

Psikolog Nagihan Akarsu, insanın neşeli, somurtkan, çalışkan olmalarının doğuştan gelen özellik olduğunu söyledi.

Medical Park Ordu Hastanesi Psikoloğu Nagihan Akarsu, insan karakterinin bir kısmının daha sonradan yaşantılarla biçimlenip geliştiğini söylerken, kişilerin karakterlerinin hayatlarına olan etkileri hakkında bilgiler verdi. Psikolog Akarsu, "Karakterin bir kısmı daha sonradan yaşantılarla biçimlenir ve gelişir. Bu da bizim kişiliğimizin, karakterimiz doğrultusunda nasıl olacağını belirler.

Ne yazık ki bu değiştirilebilir gerçeği kabullenerek, hayatı hep akışına bırakmayı ve olumsuz görerek yaşamayı tercih ettik. 10, 19, 25, 35 yaşlarının birçoğundan aynı şeyi duyuyoruz, 'Ben çok şansız bir çocuğum' (10 yaşında bir çocuk). 'Bu saatten sonra değişemem, bu benim karakterim'(19 yaşında bir genç). Benim babam da çok sinirliydi, ondan böyleyim. Genetik yani' (32 yaşında bir kişi), gibi cümlelerle nasıl ehlileştirmişlerdi kaderlerini. Eğer böyle olsaydı herkes kaderine boyun eğdiğini düşünüp istediğini yapardı ve kadere bağlardı. Ya da gerçekten bir saatten sonra karakterimizi oluşturan kişiliğimiz değişmeyecek olsaydı ne olurdu? Kimsenin dediği kimseyi etkilemez, deneyimlerin niteliği kalmazdı.

Hayatı tek düze, umutsuz ve pervasız yaşamaya başlardık. Nasıl olsa değişmeyecek der yaptığımız kötü davranışları devam ettirmenin yanı sıra daha abartılı yapardık. Aynı şekilde çok fedakarsak, kimseye hayır diyemiyorsak da bu durumu kabullenir, insanlara boyun eğerek yaşamaya devam ederdik. Peki, sonucu ne belirledi dersiniz? Böyle doğdunuz diye mi böyle oldunuz?

Ailenizi siz seçmediğinize ve çevre koşullarını çoğu zaman değiştiremeyeceğinize göre bu hayata karakterimize köle olmaya geldiğinizi kabul mu edeceksiniz? Genetik karakterinizi yüzde 17 oranında etkilemektedir. İnsanların bunu bilmeleri bile onları şaşırtıyor. Çünkü bu durum bunca sene kabullenmelerine en büyük etkendi. Genetik etkili ama az. Peki çevre ve değiştiremeyeceğimiz gerçekler. Bu durumu en iyi açıklayan kavram öğrenilmiş çaresizliktir bence. Evet, çevreden hırsızlığı öğrendik, tembelliği ya da babamızdan öfkeli olmayı.

Bu durumu kabullenmek yerine, nasıl değiştireceğini düşünen birinden farkınız olmayacak mı yani. Düşünün ki ben bütün yaşadığım deneyimleri avantaja dönüştürebilen biriyim. Babamdan dayak yedim, gücün kavga etmekle değil sevgiyle olduğuna karar verdim, eşimden boşandım insanlara güvenmemeyi değil insanlara yaklaşırken iki kez düşünmeyi öğrendim.

Sınıfta kaldım çalışmanın önemini, işten çıkınca paranın, öfkeyle kalkınca zararla oturduğumu fark ettim. Sizce bu yaşananlardan yola çıkarak başka şeyleri öğrenip karar veremez miydim? Değişmeyeceğini düşünmek yerinde saymaktır. Hiçbirimiz mükemmel değilsek değişmek zorundayızdır.

‘Olduğu kadar, olmadığı Kader’ siz isteyin, mutlaka istemeyenden farkınız olacaktır” şeklinde konuştu.