29 Mart 2024

VEBALİ GÜNAHINDAN KURTULMAK ZOR OLUR!!!

  • PDF

Ekonomide ve hukuk da reform vaatlerini duyan piyasalarda ciddi bir duraksama görülüyor.

Tabii ki faizlerin artması da bu rahatlamadan payını alıyor. Her ne kadar faiz sebep, enflasyon netice olsa da.

Hatta uzun yıllardır “Avrupa Birliği” hedefinin rafa kaldırılması ve geçen hafta yeniden gündeme getirilmesi de rahatlattı ekonomiyi.

Maliye bakanının istifası, merkez bankası başkanının değiştirilmesi ve yeni maliye bakanının göreve başlaması tepe taklak giden ekonomik dengesizliği frenledi.

Kalıcı olur mu, ekonomistlerin cevaplaması gerekir tabii ki.

Ülkede gerçekten bu ağır ekonomik koşullarda toplumun geniş kesimleri acaba nasıl geçiniyor sorularına kaydırıyor zihinleri. Mesela asgari ücretle çalışanların nasıl geçindiğini düşündürüyor.

Bir de salgın varken. Kısıtlamalar söz konusuyken.

Bu gün aldığın ürünün fiyatının yarın aynı olmamasından.

Doğal olarak merak ediliyor insan.

Demek ki piyasanın gazını alacak olan çeşitli etkenler varmış. Sürdürülebilir unsurlar oluşturmak için reformlar gerekiyormuş.

EKONOMİ, HUKUK, DEMOKRASİ.

Bu üçlüden vazgeçildiğinde sıkıntıların artmaması olası değil.

Tüm bunlar yaşanırken; “AK Parti acaba fabrika ayarlarına geri mi dönüyor?” sorusu akıllara geliyor.

İktidar; ilk sekiz yılındaki hedeflerine geri mi dönüyor? Adaletçi ve kalkınmacı politikalarına özlem mi duyuyor?

Son 8-10 yıldır hem içerde, hem dışarıda uyguladığı düşmanlaştırma politikasından vaz mı geçiyor?

AB hedefine, demokratik gelişmeye, hukuk devleti kavramlarına, insan hakları temelini güçlendirmeye mi yöneliyor?

Şeffaf yönetim, hesap verebilir yönetim, denetim mekanizmalarını çalıştırabilen yönetim, yolsuzlukların yaşanmadığı yönetim, yasakların ve yoksulluğun son bulacağı bir yönetim.

Bunları mı hedefliyor?

O zaman doğru yolda demek ki…

“Avrupa Birliği”sözünü uzun yıllardır duymamıştık.

ABD ile ilgili ilişkiler, komşularımızla ilgili pozisyon, iç barışımıza dönük politikalar, üretim, kalkınma… bunların tamamı vazgeçilmez politikalardır. Daima pozitif yönde yol almalıdır.

Toplumun fakirleşmesini nasıl önleyeceksiniz?

Çilekeş insanların hiç mi iki yakası bir araya gelmeyecek?

Geleceklerine hep mi karamsar bakacaklar?

Kim ki bu toplumun sırtından inmiyorsa günahların tamamını çeksinler umarım!!!

Sonuç itibariyle; bu toplum krizleri hak etmiyor. Yoksulluğu hak etmiyor. Kötü yönetimi hak etmiyor. Kamu kaynaklarının hatalı yatırımından dolayı “PARDON”u hak etmiyor. Aldatıldık’ı hak etmiyor.

AK Partiye geçmişte tek başına yüzde 49 oy vermiş, çoğunluğu yoksul bir kesim var. Daha ne versin.

Lütfen düzgün yönetin!!! Vebali günahından kurtulmak zor olur!!!

 

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Dün 24 Kasım “Öğretmenler Günü” idi.

Öğretmenlerimiz tabii ki çok değerli.

Onlar, toplumumuzu geleceğe hazırlıyor.

Yılda bir defa hatırlamamız olmaz.

Okul çağına girmiş yavrularımız başta olmak üzere, üniversite seviyesine gelmiş gençlerimizin geleceğe hazırlanmasında önemli rol oynuyorlar.

Üstlendikleri görevler gerçekten kıymetli. Ailede başlayan öğretiler öğretmenin elinde şekil alıyor. Nesillerimizin yetişmesine projeksiyon tutuyorlar.

Öğretmeni olmayan bir medeniyet olabilir mi?

Onlar olmadan çağdaş yaşam koşullarına ulaşabilir miyiz?

Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkemiz için hedeflediği cumhuriyet değerlerine ve bilincine kavuşabilir miyiz?

İlim, bilim, fen alanlarında... Fizik, kimya, matematik öğretilerinde hangi seviyelerde olurduk.

Bunca değer verdiğimiz öğretmenlerimizin geçimleri, yaşam koşulları, mesleki değerleri, sosyal hakları hangi boyutlarda acaba? Olası sorunların giderilmesinde başarılı olabildik mi? Refah içinde yaşayabiliyorlar mı?

Ülke koşullarına nazaran diğer kamu çalışanlarına göre öğretmenlerin standartları bir nebze yüksek olabilir!

Fakat; bu yeterli midir?

Umarım; öğretmenlerimizin çalışma koşulları ve yaşam standartları her geçen gün daha iyiye evrilir...

Dün Öğretmenler günü idi.

Başta rahmetli öğretmen babam olmak üzere, rahmeti-rahmana kavuşmuş tüm öğretmenlerimizin ve halen görevlerine devam eden emekçi öğretmenlerimizin gününü kutluyorum. 

*                                                                                                                           *            *

KEMAL BURNAZ

Vefat haberleri sevimsizdir. Acı verir. Yürek yakar.

Avukat Kemal Burnaz’ın vefatı da sevenlerini üzdü.

Fatsa’mızın kıymetli şahsiyetlerinden olan Kemal Burnaz mesleki ve şahsi unsurlarıyla örnek bir kişilikti.

Fatsa’da sosyal demokrat siyasetin öncülüğünü yapmış başarılı bir siyasetçiydi.

CHP’de ilçe başkanlığı görevleri ifa etmişti.

Mesleki başarıları kendine münhasır seviyelerdeydi.

Bir dönem FİSKOBİRLİK genel merkez yönetim kurulu başkanlığı da yaptı. Zaman zaman birlikte Giresun’a gider ve kurumun pozisyonuyla ilgili benimle bilgi paylaşımı yapardı. Birçok röportajımız oldu.

Kemal abiyi biz baba dostu olarak sevmiştik. Amca gibiydi. Rahmetli Salim Sönmez hoca da bizim için amca gibiydi. Babam Mehmet hoca, Salim hoca, Kemal abi ve o grupta yer alanların yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen bir dostlukları vardı. Bu kıymetli insanlar ilçemizin aydın, entelektüel, kanaat önderleriydiler. Mesleklerinde başarılı, örnek alınan şahsiyetlerdi.

Kültürümüzde ölenin ardından övgüler yazmak modadır.

Bunu hep yapıyoruz.

Ancak ölüm bakidir.

Aslında yaşarken birbirimize değer vermeliyiz.

Kemal abi yaşarken de kıymeti bilinen bir değerimizdi.

Mehmet hocayla, Salim hocayla ve ahirete intikal etmiş, isimlerini burada yazamayacağım eş, dost ve akrabalarıyla buluştu.

Nurlar içinde yat Kemal abi...

 

MASKE, MESAFE. HİJYEN

Kovid 19 salgını yaşamımıza yeni mecburiyetler getirdi.

Maske kullanımı zaruri hale geldi.

Geçende evden çıkıp asansöre bindiğimde asansörün aynasından maskesiz olduğumu gördüm.

Bir panik halinde “Hay Allah maskesiz çıktım” diye kendi kendime söylendim.

Geri dönüp maskemi taktım.

Anladım ki maske yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olmuş.

Nasıl ki giyim-kuşam da bir örtünme pozisyonu alıyorsak... maske kullanımı da bir mecburiyet haline geldi.

Bununla birlikte mesafe koyma durumu söz konusu.

El temizliği de salgının ayrılmaz unsuru haline geldi.

Kısaca; yeni kısıtlamalar da gösteriyor ki iş ciddi.

Tedbir almak sağlığımız açısından önemli.

Allah muhafaza yakalandıktan sonra hayıflanmanın bir çaresi yok. Önemli olan kriterlere uyup salgına yakalanmamak.

Maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymak hastalığı bertaraf etmekte en ciddi unsur.

Aman dikkat...

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde