20 Nisan 2024
İYİ HABER- KÖTÜ HABER
- Çarşamba, 26 Ağustos 2020
Güzel haberlerin yanında iç yakıcı haberleri de alıyoruz.
Karadeniz’in Sakarya havzasında bulunan doğalgaz rezervlerinin sevincini yaşadığımız anda, Giresun-Dereli ilçesindeki sel felaketi içimizi yaktı. 6 vatandaşımız vefat etti. 10 vatandaşımız halen kayıp. Çamaş ilçemiz nüfusuna kayıtlı Uzman Çavuş Erdem Çıtır’da bu felakette şehit oldu. Vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Ulusumuza başsağlığı diliyorum.
Gelelim iyi habere.
Sakarya açıklarında bulunan doğalgazın -kesin olmamakla birlikte- 320 milyar metre küp rezerve sahip olduğu açıklandı.
Bu keşif tabii ki gurur vericidir.
Yerli ve millidir. Arama tarama ekipleri yerlidir. Sondaj gemilerimiz yerlidir. Tamamen Türk imalatıdır.
Her Türk vatandaşı bu buluşun, bu keşifin haklı gururunu ve sevincini yaşamalıdır. Yaşıyordur da...
Çünkü geleceğin Türkiye’sini kurabilmek ve gelişmiş ülkeler kategorisinde yer alabilmek için enerji kaynakları çok değerli.
Türkiye enerjiye çok ihtiyaç duyan bir ülke. Kullandığı enerjinin tamamına yakınını dışarıdan alıyor. Bunun oranı % 98. Dolayısıyla Türkiye çok daha fazla kendi kaynaklarından enerjiye ulaşmalı. Yenilenebilir enerji ve yeraltı kaynaklı enerjiler ivedilikle çıkarılması gerekir. Türkiye yatırımlarını kesinlikle enerjiye yönlendirmelidir. Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi ve bio enerji kanallarına yatırım yapılmalıdır.
Karadeniz’de bulunan gaz, umarız ki daha fazla oranda çıksın. Zira Akdeniz’de de gaz arama faaliyetleri sürüyor. Denizlerde başlatılan aramalar karada da sürdürülür. Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulunur.
Bu beklenti tüm vatandaşlarımızın arzusudur. Kamu kaynakları bu gibi değerli kazanımlarda kullanılırsa ülkemiz refaha daha yakın bir tarihte ulaşacaktır. Kalkınma hamlelerini, güçlü ekonomiye ulaşmasını, toplumsal zenginliğini ancak kaynakları yeryüzüne çıkararak sağlayacaktır.
Yeter ki devletin parası çar-çur edilmesin.
Yetim hakkı yolsuzluklara ve heybe yatırımlara kurban gitmesin.
Bu ülke ne çektiyse kamu kaynaklarının hortumlanmasından çekti, çöktü, ekonomisi arıza verdi. 10 yılda bir krizlerle karşı karşıya kaldı. Vatandaş yoksullaştı.
Kamu yöneticileri lütfen dikkat…
* * *
Ayasofya açıldı, gaz bulundu. Fakat ekonomik kötü gidişin ateşi sönmedi.
Döviz halen yükseliyor, altın fiyatı hiç yerinde durmuyor.
Temel gereksinimlerin fiyatı aralıksız yükseliyor.
Bu gün yaptığınız alışverişin fiyatları ile bir hafta sonra yapacağınız alışverişlerin fiyatları yerinde durmuyor, pahalanıyor.
Bu dengesizlikten toplumun bütün kesimleri olumsuz etkileniyor. İster zengin ister fakir olsun herkes yerinde durmayan fiyatlardan şikayet ediyor.
Bu durumda çalışmayanların sayısı çalışanları geçince de işsizlikten dolayı feryat figan edenler çoğalıyor.
Bu tablo güven verici değil.
Çok geniş kesimler fakirleşiyor.
Yatırımlar durağanlaşıyor ve işsizlik artıyor.
Türkiye buna bir dur demeli.
Yönetici pozisyonundakiler yapısal değişiklikler yaparak önlemleri çoğaltmalı.
Bence tasarrufa yönelmeli, hortumları kesmeli, rüşvet çarklarını durdurmalı. Öyle şeyler duyuyoruz ki Ankara’da rüşvetler açıktan alınıp veriliyor, bakanlıklar arasında çanta ile paraların taşındığı iddiaları kulaklarımızda çınlıyor. “Önü alınamayan bir talan düzeninin oluştuğu” iddiaları gün geçmiyor ki duyulmasın.
Rüşvetin belgesi olur mu?
Tabii ki olmaz. Ancak şehir efsaneleri boş durmuyor. Olan bitenleri belgesi olmadan iddia şeklinde de olsa dillerinden düşürmüyor.
Bu gibi kötü haberler de toplumun moralini bozuyor. Tedirginlikleri arttırıyor. Yöneticilerin notunu kırıyor.