19 Nisan 2024

BÜTÜN İNSANLIK BİR AİLEDİR

  • PDF
Toplumu doğrudan etkileyen ve yanlış davranışlara zemin oluşturan, kadına yönelik ortaya atılan her zırvanın din zemininde tartışılıyor olmasının doğrudan muhatapları çağın  düşünüş biçimiyle buluşması gereken ilahiyatçılardır. İlahiyat bilim  insanlarının bin yıl önce Farabi, İbn-i Sina gibi filozoflarlarla yakaladığı teologluk aşamasından çok daha ileriye gitmesi gerekirken, onların seviyesinde geniş bir kavrayışa ulaşmış olmamaları ve kadın konusu başka olmak üzere, en temel insan hakları, özgürlükler, din- siyaset düzleminde, çağımızın problemleriyle ilgili ayakları yere basan, evrensel bir bakış açısı ortaya koyamamalarının izahı kabul değildir.
Dini inançlar ve teknik kimlikler üzerinden siyaset, şer güçlerinin elini hep güçlendirdi. Nifak  sokulacak olanlar gördüler. Etnik kimlik üzerinden kavga veren PKK ile din devleti kurmak için darbeye kalkışan FETÖ arasında, aslında hiçbir fark yoktur. Amaç ulus devletler olan Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak. Zira Cumhuriyet tarihinde ve öncesinde kendilerini İslam üzerinden tanımlayıp ve fakat bilerek ya da bilmeyerek bu vatana ve bu millete ihanet edenler çıkmıştır ve bundan sonra da çıkacaktır. İslam’ı siyasal bir hareket olmaktan çıkartan, onu kültürel arka planıyla bir hayat haline getiren ve uygarlıkla bütünleştiren anlayışlara ihtiyacımız vardır. Felsefi, bilimsel, edebi, sanatsal çalışmalarla yapılabilir bu ancak….. 
FETÖ ve benzeri örgütlere “ Bunlar Müslüman değillerdir” demek hakikatin üstünü örtmek ve kolaya kaçmak olur. Yaptıkları, dine, diyanete, vatana ihanet olsa da, kendileri Müslüman olduklarını söylüyorlar. IŞİD de öyle; El-Kaide, El- Nusra ve diğerleri de…
Bu örgütler kendi öğretileri ve akideleri içinde tutarlıdır. Onlara göre dünyevi idari sistemler gayri İslamidir, Hatta  tağuttur/ şeytanidir ve bu değişmelidir; bunu yaparken de her şey mubahtır!
“Küfr ile belki amma zulm ile payidar kalmaz memleket” der, Selçuklu veziri Nizamü’l Mülk….Siyasetnamesi’nde  geçen idare teorisinde “ adalet” olmazsa olmaz bir şart olarak takdim edilir. O’na göre Adaletin tahakkuk etmesi için, mutlak surette İslam olmaya lüzum yoktur. Tabir caizse, denilebilir ki “ adalet” mertebe olarak vezirin devlet teorisinde İslam’dan üstündür.
Evet; adalet, adalet, adalet….
Adalet yoksa ahlak yoktur, din yoktur, huzur yoktur, barış yoktur. Müslümanlar çağın  gereklerini okurken, algı kalıplarını da yenilemek zorundadır. Bireysel, toplumsal ve milletlerarası ihtilaflar, çağdaş kurumları, sistemleri, kavramları zorunlu hale getirdi. Adalet bu kavramlarla, bu kurumlarla  ve hukukun işletilmesiyle  ancak gerçekleşebilir. “ İslam etrafında  birleşelim” demek, bu coğrafyadaki  onlarca İslam anlayışını da dikkate alırsak, “ tarihin tekerrür etmesi” demektir.
İnsanlığın sahip olduğu güç unsurlarının  en sonuncusu kapital paradır. Sanayi parayı, teknoloji sanayiyi, loji teknolojiyi, bilim lojiyi, düşünce de bilimi üretiyor. Bunların hiçbirisi  eğer bir ülkenin malı değilse, hangi katmandan katılırsan katılsın, diğerlerine mahkum konumda! İslam ülkelerinin durumu gibi… Hangi İslam ülkesi, teknolojide ve bilimde var?
Kuşkusuz dünya beşten büyük…. Sonuna kadar katılıyoruz. Fakat 57 ülke beş ülke ediyor mu; sorun bu! “ Düşünce” üretemeyen ülkelerin her konuda “ düşünce” üretenlere bağımlı kalacağı ise bir hakikat… hakeza, adalet üzere olamayanların birliktelik kuramayacağı da . kesindir.
Devlet yönetiminin olmazsa olmazı, şeffaflık ve hesap verilebilirliktir. Başımıza gelen ve artarak devam eden bunca felaketin  müsebbibi şeffaf olmayan ve hesap vermeyen siyasilerdir.
Onun için bütün insanlık bir ailedir. Kalın sağlıcakla!
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde