23 Nisan 2024

DİYANET DİNDARLIK ÖLÇEBİLİR Mİ ?

  • PDF
Vatandaş memnuniyeti anketi’nde yurttaşların dindarlık düzeylerinde ölçmek için Diyanet İşleri Başkanlığı deneklere şu soruları yöneltmiş;
Dini bilgileriniz açısından kendinizi nasıl değerlendirirsiniz? Kendinizi ne kadar dindar buluyorsunuz ?
Bu sorulara verilen cevaplardan çıkan sonuç yüzde 9 çok dindarım yüzde 63,1 dindarım yüzde 21,6 ise ‘ne dindarım, ne değilim yüzde 4,7 dindar değilim yüzde 1,1 de hiç dindar değilim olmuş. Diyanet İşleri Başkanlığı bu anket üzerinden nereye varmak istiyor, bilemem. Ancak, bu soruların ne manaya geldiğini anlamakta zorluk çektik. Birincisi bilgi ve dindarlıktan ne kastediliyor? İkincisi ise soruyu soran neyi taban alarak soruyor; kendisine soru sorulan ise bundan ne anlayarak cevaplandırıyor? Şurası bir realite ki, herkesin dindar dediği dindar olmayabilir, aksine denemediği ne dindar olabilir. Kaldı ki neyi neyle ölçüyoruz? Herkesin dindarlık algısı anlayışı farklı farklıdır. Bu noktada kişi ne kendini değerlendirebilir, ne de başkasını.
Dindar değilim hiç dindar değilim veyahut az dindarım hem öyleyim, hem böyle şıkları da ne demek? Dindarlık olgusunun pamuk ipliğine bağlı bir biçimde kavramsal olarak dile getirildiğini görüyoruz. Dindarlık ölçülebilir bir olgu mudur ki, insan kendini, çok dindarım, az dindarım şeklinde tanımlasın?
Her şeyden önce dindarlık dediğimiz olgu, keyfiyetle/nitelikle ilgili bir durumdur. Nicelik üzerinde bir dindarlık anlayışı oluşturulamaz.
Açık olmayan, belirsizlikler üzerine kurgulanmış, popülist yaklaşımların tam da bizi getirdiği nokta!
Diğer bir husus, dindarlıkta beyan esas mıdır? Ben dindarım demekle, insan ne kadar dindar olur? Kriterler nelerdir? Gerekli ve yeterli koşullar var mıdır? Mesela namaz kılmak, oruç tutmak ve hacca gitmek dindarlık için kafi midir? Ne yazık ki gerekli koşulları yerine getirenler, yeterli koşulları da yerine getirdiklerini zannederler. Anketin bunları ölçmesi ise mümkün değildir.
Her insanı yakından ilgilendiren, canımızın yandığı pek çok konudan hareketle yapılacak anketler olabilir. Diyanet tam bu noktadan hareket ederek, her bir kurum olarak kendini sorgulamasına ve geliştirmesine katkı sağlayacak, hem de dindarlık algısını din- ahlak ilişkisi zeminine çekerek, insanlara kendilerini test ettirecek anketler düzenleyebilir.
Mesela; toplumda adalet ve hakkaniyet duyguları nasıl işliyor? Artan şiddetin altında yatan sebepler neylerdir? Kadın konusunu İslam dünyası neden çözemedi? Kadın, toplu ibaretlerde, camide, Cumada, cenazede neden yok? İnsani gelişmişlik endeksinde, dünya sıralamasında alt sıralarda yer almamızın din algımızla doğrudan bir ilişkisi var mıdır?
Yada, vaazların içeriği günümüz insanına hitap ediyor mu? Öncelik verilmesi gereken hususlar nelerdir?
      Hayatın problemleri karşısında Diyanet İşleri Başkanlığı etik ve estetik bir dil oluşturabildi mi gibi sorular, hayatiyet arz eden ve üzerinde kesintisiz çalışılması gereken konulardır. Diyanet Cumhuriyet’le yaşıt bir kurumdur…
Cumhuriyet’in kuruluş politikalarının temelinde muasır devletler seviyesine erişmek vardır. Sadece ekonomik anlamda değil, her alanda seviye katetmek… Görülüyor ki, yaşadığımız pek çok problem, insanı gelişmişlik seviyemizle doğrudan ilgilidir. Kadın- erkek ilişkileri başta olmak üzere, her türlü işleyişte ciddi anlamda bir değerler bunalımı, toplumu sarıp sarmalamış durumdadır. Öyle ki, sevginin, saygının, merhametin, şefkatin, hoşgörünün esamisi bile okunmuyor.
Tam da bu konularda kendisini sorgulaması gereken bir kurumdur Diyanet İşleri Başkanlığı Ulaştığı insana bu değerleri ne kadar verebildi ve ne kadar etkili olabildi? Ciddi anlamda düşünülmesi gereken bu boyuttur. Kalın sağlıcakla! 
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde