28 Mart 2024

BOĞA-KURBAĞA

  • PDF
   Genç sayılır cumhuriyetimiz, 96 yıl…. O yıllarda doğanlar, kısa tarihimizde neleri görmediki. Cumhuriyetimizin ilanıyla ne umutlar beslemişlerdir kim bilir? Kazanılmış bir savaştan sonra bağımsızlığın keyfini yaşarken, ardı ardına gelen yenililiklerin özümsenmesi, liderlerine olan inancın yansıması değil midir?
   O günlerin genç kuşakları cumhuriyeti nasıl değerlendiriyorlardı. Kulluk veya ümmetçilik anlayışı sona ermişti. Halk artık kendi egemenliğini elinde tutuyordu. Cumhuriyet, bütün halkın iradesi demekti.
   Ancak iradeyi diri tutan bir olgu vardır ki o da eğitimdir. Eğitimsiz, iyi eğitilmemiş ya da eğitimini tamamlayamamış topluluklar, güvendikleri kötü niyetli kişilerce kolayca aldatılırlar. Yönlendirildikleri, doğru sandıkları yolda çıkmaza sürüklenirken, kaybedilenlerin değerini asla fark edemezler. Bir defa önyargı aşılanmışsa, ne zordur onu kırmak…
   İnsanı asıl üzen, içimizdeki düşman. Salt kişisel çıkarları için, demokrasinin kendilerine tanıdığı olanakları kullanarak, cumhuriyet değerlerini ve kazanımlarını, anti laik söylemlerle saptırmaya çalışan, çoğunlukla da başarılı olan dalkavuklar yok mu? Fetö denilen cumhuriyet ve demokrasi düşmanına bağlılık hala sürüyor mu?
   Ne kadar Atatürkçüyüz? Ben ‘Atatürkçüyüm’ diye biliyorsanız, o zaman kendinize ‘ ben devrimciyim’ de diye bilirsiniz. Diğer ilkelerini de buna ekleyelim. ‘Yok, ben devrimciliği ya da laiklik ilkesini kabullenmiyorum’ diyemezsiniz. Bir zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür. Birini ya da diğerini yok saymak, bütünün yadsımasıdır.
    ‘Devrim’ sözcüğünün tanımını yapmak isterim. Devirmek fiili akla gelse de sosyolojik olarak daha geniş tanımda bulunabiliriz; ‘ Sosyal, kültürel ve ekonomik alanda halkın iyiliği için yapılan her türlü hızlandırılmış yeniliğe DEVRİM denir.’ İtirazı olan var mı?
    O kadar korkak, bilgisiz ve saptırmacılar ki Türkçe olan ‘devrim’ sözcüğünün yerine Arapça ‘inkılâp’ı kullanmakta direniyorlar. Sonra da kendilerine ‘milliyetçi’ diyorlar. Yesinler sizin milliyetçiliğinizi. Kendi dilini yadsıyan bir ulusun ne milliyetçiliğinden ne de bağımsızlığından söz edilemez.
   ‘Atatürk, ülkeyi kurtardı, ama eski yazıyı niye değiştirdi, bir gecede okur-yazarlığımızı yitirdik’ gibi boş, anlamsız söylemleri dahi dile getirip, bunun gibi daha birçok eleştirileri cumhuriyet kazanımlarını karartmak için kullanabiliyorlar.
   Atatürkçülük bir felsefedir, gelecektir, bağımsızlıktır, tek yoldur. Ötesi boş cümledir.
   O’nu karşısına alamaya çalışanlar, boğaya özenen kurbağalardır.
                                                                                                                  Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde