Anımsayabilecek misiniz bilmiyorum! İktidara geldikleri günden beri Cumhuriyetimizle özdeşleşmiş tüm ekonomik kazanımlarımız özelleştirme adı altında yandaş işbirlikçilerine peşkeş çekildi. 

Bitmemiş meğerse, şekerimiz duruyormuş. Şeker tadında olmasa da fabrikalarımız çalışıyordu hatta kar ettiği bile aşikardı. Heyhat, hala kırıntılar kalmış ki onları da pazara çıkardılar. Son kalelerimizi de yağmalayacaklar.

Bazı görsel medyada şeker üretimi ve tüketimi ile ilgili oldukça çarpıcı açıklamalar ve haberler göste-rilmesine karşın, inatla bu yağmanın sürdürülmesinin altında yatan gerçek nedir? Kimin, kimlerin ekmeğine yağ sürülüyor? Çiftçimizin, köylümüzün beline kazma indirilirken, ulusal değerlerimiz, cumhuriyetimizin gururu, övüncü olan şeker fabrikalarımızın yerini ve üretimini ne ile dolduracaklar?

Nişasta bazlı şeker ile! Kısaltılması NBŞ olan nişasta bazlı şeker, mısır nişastasının kimyasal işlemlerden geçirilmesiyle genellikle sıvı olarak üretiliyor. Ya zararları, asıl üzerinde durulması gereken konu bu!

Şeker hastalığı ve şişmanlık başta olmak üzere kanserden kalp hastalıklarına ve karaciğer yetmezliğine kadar birçok kronik hastalıklara yol açıyor. Obezliğe, karaciğerde ve diğer iç organlarda yağlanmaya ve devamında pankreas kanseri, kalp hastalıklarına, diş çürümesi, depresyon, böbrek, gut, tansiyon, migren, varis gibi hastalıklara yakalanmamız kaçınılmaz sonumuzu getirecek.

Tüm bu iddialara rağmen NBŞ’ri dayatmanın altında yatan gerçekleri de biliyoruz. İthalatı yapacak iş adamları ve onların gizli ortakları. Birilerinin cüzdanları şişerken, köylünün emekçinin daha da vahimi ulusumuzun çıkarları feda edilecektir.

Bu araştırmaları yalanlayacak fabrika pazarlamacıları varsa, yiğitse çıksın ortaya!!! Milletinin acımasızca sonunu getirmeye çalışan bir anlayış ve maalesef onları sürekli iktidarda tutan dar görüş ulusumuzu darda bırakıyor.