CUK OTURUYOR

       Oldukça akıldışı sözlere, tuhaflıklara ve eylemlere tanık oluyoruz. Ülkemizde ki bu garip işler yüzünden gündem içinden yeni yeni gündemler çıkıyor. Acaba hangisini yazsak diye konu seçiminde zorlanıyoruz.

       Kurucusu olduğu Çiftlik Bank ile dolandırdığı 1 milyar TL’nin üstündeki para ile 2018 yılında yurt dışına kaçan ve hakkında kırmızı bülten çıkarılan ve kamuoyunda Tosuncuk diye anılan Mehmet Aydın, yurtdışında teslim olarak Türkiye’ye getirildi.

       Besili insanlar için de halk dilinde mecazi anlamda tosun benzetmesi kullanılır. Benzetilen daha genç yaşlarda ise “cuk” eklenerek daha sevimli hale getirilir. Demek ki onun için bu lakap takıldı. Tosuncuk, bu işleri tek başına yapacak kapasitede kesinlikle değil. Önündeki yazılı metni okuyamayan birisi fırıldakları döndüremez. Buna rüzgarı kimler sağladı? Bunun arkasındaki öküzlerinde ortaya çıkarılması gerekir.! İşte o zaman adalet “cuk” diye tecelli eder.          

       Tokatlayan tokatlayana. Yabancısı ayrı, yerlisi ayrı tokatlıyor; Elin yabancısı geliyor Telekomu alıyor ve iddialara göre sonuçta 11 milyar dolar tokatlayıp gidiyor. Kimisi kara para aklamaktan yurtdışında tutuklanıyor. Kimileri kendi halkını çarparak yurtdışına kaçıyor. Kimileri kamu ihaleleriyle götürüyor. Kimileri devlet katında VIP muamelesi görüyor. “Nereden nereye” böyle mi geliniyor muş?

       İtibardan tasarruf olmayacağına göre, porsiyondan tasarruf edelim! Zaten dibi kalmış porsiyonları küçültelim ve yeni tosuncuklar mı besleyelim.? Tosuncukları yetiştirmeyi bırakmadığımız sürece yüzümüz gülmez. Daha çok porsiyon azaltır, daha çok vergi öder, daha çok soyuluruz. Zaman zaman üst kademe yöneticilerinin bu kirli işlerle ilişkileri ortaya saçılıyor ama hukukun işlevsizliğinden sonuca ve adalete ulaşılamıyor.

      Sedat Peker’den aylık aldığı iddia edilen siyasetçiler, uyuşturucu baronları, milletvekillerinin karıştığı iddia edilerek şaibeli bir şekilde ölen bayanlar, soyguncular, vurguncular, Merkez Bankasının paraları vs. şeffaf ve kamuoyunu aydınlatıcı bir şekilde doğru olarak açıklansın, sonra da zaten yarıma düşürülmüş porsiyonlara sıra gelsin.!

      Herkes eteğindeki taşları amasız, ceksiz, caksız, cuksuz! bir şekilde dökmelidir. Devlet anlayışı da bunu gerektirir.

      Ali Babanın çiftliğine dönüşen ülkede elbette tosuncuklar devamlı büyüyecek ve sayıları gittikçe artacaktır. Bunlar meranın otlarından değil, halkın rızıklarından beslenenlerdir.

      Unutmayın, halkın porsiyonun azaldığı ülkelerde mutlu azınlığın kazanı çok kaynar.! Çözüm halkın porsiyonlarının fazlalığında veya azlığında değil; Çözüm yönetimsel yanlışta, adaletsiz dağılımda ve sandığa gidenlerin vicdanında karşılık bulmalıdır.

      Bunların hayata geçtiği yerde, bakın ekonomi dahil her şey nasıl da “cuk” oturuyor.