Bayrak, milletler için çok özel ve önemli bir anlam taşıyan bağımsızlık sembolüdür. Her milletin bayrağı kendisini temsil eder ve bayraklara saygı milletlere saygı ile aynı anlama gelmektedir. Milleti temsil eden bayrak önce gönüllerde, sonra gönderdedir. Bayrak güçlü bir birleştirici ve özellikle ulus devletlerin kimlikli bir sembolüdür. Bayrağın kutsal olmasının nedeni de budur.

 

       Önderimiz Atatürk, “Bayrak bir milletin özgürlük alâmetidir. Düşmanın da olsa hürmet lâzımdır.”derken bayrağın önemini dile getirmiştir.

 

      “Tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet.” Sloganıyla ülkemizde maalesef siyasi malzeme olmaya başlamıştır. Bu durumda bayrak üzerinden, belirli bir düşüncenin tekelindeymiş (laiklikte olduğu gibi) gibi istenmedik bir kavram kargaşası yaratılmaktadır. Çünkü bunlar siyasi parti liderlerinin değil toplumun ortak paydaları ve değerleridir. Ancak tabelalardaki TC yazısını kaldıranlar bu konularda inandırıcılığını yitirmiştir.

 

       Zaman zaman ülke bayraklarının da yanyana gönderde olduğu veya sallandığı görülür. 2009 yılında Bursa’da oynanan Türkiye-Ermenistan maçında, dost ve kardeş Azerbaycan bayrağının yasaklanarak Ermenilere jest olsun diye stadyuma sokulmadığı olayı yaşandığında, komşularla sıfır sorun stratejisiyle gerçek dünyadan habersiz ve hayal dünyasında yaşıyorlardı.Bir kez de biz “nereden nereye” diyelim.!

 

      Azerbaycan ile ırk bağımız ve kardeş ilişkilerimiz mevcuttur. Tabi ki bayrağını her yere takiye için değil, saygı için asmalıyız. Gel zaman git zaman, Azerbaycan ve Ermenistan arasında çatışmalar başlayınca yıllar önce Bursa’da toplayıp sağa sola savrulmuş ve çöp kutularında görüntülenen Azerbaycan bayrağını son zamanlarda AKP kongrelerinde bayrağımızla yan yana görmeye başladık. Bu nasıl bir anlayış? Dün çöpe attığın bayrakları bu gün sallandırıyorsun. Gönüllerde sallandırmadıktan sonra gerisi nafile. Keşke o maçta Azeri bayrağını toplatmayıp, kutsallığına zamanında saygı duysaydınız.

 

      Azebaycan bayrağını maça almayan AKP’mi yoksa kongre salonlarına asan AKP’mi? Bir karar verin. Hiç olmazsa bayrağı bırakında siyaset dışında kalsın. Din sömürüsünün rantı bitti, şimdi bayrak sömürüsü başladı.

 

      İstiklal marşında ayağa kalkmayanların bayrak sevgisi beyhudedir. Gariban halk ve gariban bayrak zayıf ideolojiler ile yetersiz yöneticilerin elindeyse aynı kaderi yaşar. Biri doymaya, biri yok olmaya çöpe gider.!

 

      Camiler ve Din Görevlileri Haftası Programı’nda konuşan ve müminin görevinin varlıkta şımarmamak, yoklukta ise sabretmek olduğunu söyleyen Erdoğan, “Gerçek mümin, musibetler karşısında, ‘Kahrın da hoş, lütfun da hoş’ diyerek acıyı bal eyleyendir” ifadelerini kullanarak halkı fakirleştirdikleri kabullenip, beslendikleri din örtüsüyle üzerini örtmeye başlamışlardır.