19 Nisan 2024
YENİ PARTİLER VE YENİ YEREL YÖNETİMLERDEN BAŞARI BEKLENİR Mİ?
- Çarşamba, 03 Temmuz 2019
Yeni kurulacak partilerden bir varlık beklenemeyeceği gibi yeni yerel yönetimlerden de çok bi şey beklenmeyeceği açık.
Türkiye’de olağanüstü bir durum olmadıkça yeni kurulacak olan partilerin ciddi bir varlık ortaya koyması olası değil.
Tamam; AK Parti yara almaya başlamıştır.
Evet; AK Parti için başarısız bir süreç başlamış olabilir.
Yine AK Parti için 23 Haziran İstanbul seçimleri ilk kez büyük bir yenilgi sayılabilir.
Genel manada bir başarısızlık, ekonomik kriz, iç ve dış politikadaki iyi gitmeyen hedefler, üretimsizlik, işsizlik tüm bunlar AK Partinin yıpranması için hayati pozisyonlardır.
Hedeflerinden saptığı doğrudur.
Fabrika ayarlarının bozulduğu tartışılabilir.
Avrupa Birliğine girmeyi unutmuş olabilirler.
Demokrasi, özgürlük ve insan hakları savunuculuğunu hafızalarından çıkarmış olabilirler.
“Üstünlerin hukuku” değil “hukukun üstünlüğü” idealini ve kavramını akıllarına getirmeyebilirler.
Vesayet odaklarını bitirmeyi bitirdiğini, ancak vesayetin odağında kendilerinin olduğunu düşünemiyor olabilirler.
Ekonomik krizden ötürü orta ve alt kesimlerin ezildiğini göremeyip, kendilerinin ve türedi yandaşlarının saraylarda zevki sefa çektiklerinden haberdar olmayabilirler.
Bu ve benzer örnekleri çoğaltabiliriz.
Ancak sayılabilecek tüm olumsuzluklar yeni kurulacak partilerin önünü açmaz.
Onlara iktidar olmaları için toplumsal yoğun bir seçmen akışı sağlamaz.
Çünkü birbirlerinden farklarının olmayacağı bilinir.
Politikalarının AK Partiden farklı olmayacağı anlaşılır.
2002’de birlikte başlamamış mıydınız; derler.
Aynı geleneğin elemanları değil misiniz; yaftasını yapıştırırlar.
Hatta sizi hep birlikte yol yürüdüğünüz FETÖ ile ilişkilendirirler. Başınıza çorap örmeye yeltenirler. En yoğun propaganda aracı olarak ta FETÖ’yü kullanırlar.
Dolayısıyla yeni kurulacak ve AK Partiyle aynı ekolden gelecek olan partilerin bir varlık gösteremeyeceğini hatırlatmak isterim.
* * *
Aynı paralelde yeni seçilen yerel yönetimlerin de çok yoğun bir iş üreteceklerini sanmam.
Çünkü kasaları boş. Borçlarından dolayı proje üretecek güçleri yok.
Demek istediğim yerel yönetimlerden de büyük başarılar beklememek gerekir.
Merkezlerinin çöplerini toplasınlar, çevre düzeninde yeni kirliliklere mahal vermesinler, personel maaşlarını ödesinler, rutin kurumsal ödemelerini yapabilsinler yeter.
* * *
Yerel yönetimlerin neden bu kadar borç batağına girdiğini kısaca analiz edecek olursak; ciddi bir yolsuzluk geçmişi olduklarını anlarız.
AK Partinin oy kayıplarının ana sebebi de yerel yönetimlerdeki hataları ve yapılan yolsuzluklardan ve adam kayırma ve torpil yapmalarından kaynakladır.
Uzun süre iktidarda kalmanın verdiği güven ve egoyla, yandaş kayırmacılığı öne çıkmış ve ipin ucu kaçmıştı. 2019 yerel seçim sonuçlarının AK Partinin aleyhine çıkması da bundan dolayıdır. Seçmen hataları affetmemektedir.
* * *
Yerel seçim sonuçlarına bakıldığında yeni kurulacak olan partilerden ziyade mevcut muhalefet partilerinin oylarının arttığı görülüyor.
Dolayısıyla da alternatif olarak mevcutlar daha şanslı olacaktır.
Veya Millet İttifakı partileri seçeneklerin önde gelen partileri olabilirler.
Gerçi siyaset bu. Bu günden yarına ne olacağı belli olmayabilir. Siyasette 24 saatin bile çok uzun olabileceği düşünülür.
Haydi hayırlısı…
ORDU’YU HİLMİ GÜLER YÖNETECEK, DEDİKODU DEĞİL
Son günlerde Ordu kamuoyunda büyükşehir belediye başkanımız Sayın Hilmi Güler’in görevi bırakacağı haberlerini duyuyoruz.
Bunu sosyal medya üzerinden yaygınlaştırıyorlar.
Sosyal medya bilindiği üzere desteksiz atma alanı. Birisi bir yalan uyduruyor ve bir süre sonra kendisi de uydurduğu bu yalana inanmaya başlıyor.
Sayın Hilmi Güler 31 Mart seçimlerinde “çok güçlü denilen ve kazanması olası İdris Naim Şahin karşısında açık ara farkla seçim kazanmış bir siyasetçi.” Yüzde 57 oyla seçilmiş bir başkan.
O halde niye görevi bıraksın?
Ordu’muz dedikodu mekanizmasının çok güçlü çalıştığı bir il. Bunu geçmiş yıllardan da biliyoruz.
Dolayısıyla Hilmi Güler için de bir karalama kampanyası yapılıyor. Dedikodu mekanizması işletiliyor.
Bu gibi işler kimseye fayda sağlamaz. Aksine ilimize zarar verir. Kaldı ki; Sayın Hilmi Güler Ordu’ya hizmet vermek için bütün işini, rahatını bozup geldi. Uzman görüşlerini Ordu’da uygulamaya geldi.
Bütün bu olguların mevcudiyeti karşısında neden görevi bıraksın.
Bu şehir sürekli başkan mı yiyecek!
Her seçilenin arkasından dedikodu mu üretecek!
Bırakalım bu olumsuzlukları. Seçilenlerin yapacağı hizmetlere odaklanalım. Kamuoyu olarak verilen vaatlerin takipçisi olalım. İktidarı - muhalefeti hep birlikte seçilmiş unsurları çalıştırmak için olumlu eleştiriler ve yapıcı tenkitler üretelim.
Hilmi Güler 5 yıl Ordu Büyükşehir Belediye başkanıdır. Daha başlangıçta bu dedikodularla yıpratma kampanyaları başlatılırsa Ordu’muz kaybeder.
Biz Ordu’muza hizmet bekliyoruz. Yatırım bekliyoruz. Kalkınma bekliyoruz. Üretim bekliyoruz.
Bu beklentilerimize karşılık verecek kişi de görevi ve uzmanlığı itibarı ile Sayın Hilmi Güler’dir.
Lütfen dedikoduyu bırakalım, herkes işine odaklansın.