28 Mart 2024

İSTANBUL’DA DEMOKRASİ, ADALET VE HUZUR KAZANDI

  • PDF
İstanbul’un yenilenen 23 Haziran yerel seçimleri AK Parti gemisinin su almaya başladığını ortaya çıkardı.
Böyle giderse AK Parti gelecek seçimlerde daha çok kayıplara uğrayabilir.
Çünkü AK Parti bu sonucu kendi elleriyle yarattı. 
Hukuksuzca iptal edilen 31 Mart seçimi, ikinci kez yapıldı ve milli irade bu hukuksuzluğu, haksızlığı, hak yemeyi gördü ve sandıkta hak edene yeniden görev verdi.
Bu sonuç sağduyulu AK Parti seçmeninin, hukuktan yana olan AK Parti seçmeninin, hak yenmesine karşı duran AK Parti seçmeninin ortaya koyduğu bir siyasi tavır olarak algılanmalı. 
Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu yüzde 9 oy farkıyla, 800 bin farkla seçimin galibi oldu. 31 Martta 13,700 olan fark 23 Haziranda 800 bine çıktı. Bu farkı adaletsizliğe tepki koyan demokrat, aklıselim AK Parti seçmeninin İmamoğlu’na dönüşü ortaya koydu.
AK Parti bu sonuç üzerinden birden fazla okuma yapacak. Çıkan sonuç detaylarıyla birlikte çok yönlü masaya yatacak. En tepeden alın en tabana kadar sonuçların detayları çıkarılacak ve faturalar kesilecek. Yeni bir AK Parti oluşturulmaya çalışılacak. 
Başarı sağlanır mı; bilemem. Çünkü yeni kurulacak partilerin taban dayanakları AK Parti seçmeni olacak. Dolayısıyla kurulması düşünülen partiler AK Parti tabanına saldıracak. 
AK Parti politikalarını sil baştan gözden geçirmeli. Fabrika ayarlarına geri dönmeli. Başta yerel yönetimlerdeki kendi partisine mensup yönetimlerin yolsuzluklarını ortaya çıkarmalı ve hesap sormalı. Görevden aldıkları belediye başkanlarına ve daha yüzlerce belediyeye yargı yolunu açmalı. Bu millet aptal yerine konmamalı.  
Milli irade demokrasilerde vazgeçilmez unsurların başında geliyor. Seçmen tercihi demokrasinin baş tacıdır. Olmazsa olmazıdır. 
Türk demokrasisi ve Türk seçmeni yüz yıllardır demokrasi kültürünü benimsemiş ve her geçen gün demokrasisini daha da geliştirmiştir. Anlaşılıyor ki milletimiz anti demokratik uygulamalarla kendi iradesinin üzerinde oyun kuranların kulağını çekme değil koparıp atıyor. 23 Haziran seçim sonuçları bu gerçekliği de ortaya koymuş oldu.
Seçmen önüne gelen seçeneklerin içinden en doğru olanını belirlemede çok mahir davranıyor. Sen düzgün seçenekler sunarsan seçmen satın almasını biliyor. Bunu da CHP açısından söylemek gerekiyor. Demek ki adayını doğru seçersen ve vatandaşın karşısına çıkarsan alıcısı oluyor. Bu bakımdan CHP’yi ve Millet İttifakını kutlamak gerekir. Doğru adımların karşılığı doğru sonuçlar ortaya çıkarabiliyor haliyle… 
Siyasetin kartları yeniden karılacak. Düzgün hedefler koyan siyasetçiler kazanacak. 
CHP kazandığı büyükşehir belediyelerinde başarılı çalışmalar yapar, yolsuzluklara bulaşmaz, kazandıkları kentlere beklenilen hizmetleri verip vatandaşın taktirini kazanırsa seçmen tercihi AK Partiyi zedeleyebilir. CHP’li belediyelerin tek hedefi hizmet odaklı olmalıdır. AK Parti dönemlerini eleştirirken aynı hatalara kendileri düşmemelidirler. İktidarın yolunun yerel yönetimlerden geçtiğini pek tabii ki biliyorlardır. İktidar olma gibi bir düşünceleri varsa; tabii ki vardır.. dolayısıyla her şeyden önce düzgün çalışmalıdırlar. 
AK Parti İstanbul’u kaybettim diye de karalar bağlamamalı. Vatandaşın tercihine saygı göstermeli. Demokrasilerde seçimler yapılıyor. Başarılı olamayan gidiyor yerine milletin tercih ettiği geliyor. 5 yıl sonra yeniden seçim yapılacak. Kaldı ki AK Parti ülke yönetiminin başındadır. Görev ve sorumluluklarını yerine getirsin. Ülkeye hizmet etsin. Ekonomiyi rayına soksun, üretimi arttırsın, dış politikayı adam gibi yönetsin, güvenlik politikalarını gözden geçirsin, eğitim ve sağlık politikalarını güncellesin… 
Değil mi??? 
 
TRAFİK KAZALARI
Türkiye trafik kazaları bakımından çok ciddi gariplikler yaşıyor.
Bilhassa dini bayram trafiğinde yüzlerce ölümlü binlerce yaralamalı trafik kazaları meydana geliyor. 
Bu kazaların tümü sürücü hatalarından kaynaklı. Önemli dikkatsizliklerden dolayı yaşanan kazaların faturası can ve mal kayıplarıyla sonuçlanıyor. 
Oysa trafikte bir kural var. Bu kurallara uyulmuş olsa hiçbir kaza yaşanmamış olacak. 
Ne acıdır ki iki gün önce Fatsa’da da gece yarısı meydana gelen bir trafik kazasında iki kurban verdik. Bir anne ve 7 yaşındaki kızı elim bir kaza sonucu yaşamlarını yitirdiler. 
Kaza sahil yolu üzerinde meydana geldi. 
Şimdi Fatsa sahil yolu üzerinde aralıklı olarak yaya geçidi çizgileri mevcut. Bu çizgiler uluslararası transit yol üzerinde olur mu olmaz mı bilemem. 
Düşünsenize Fatsa Cumhuriyet Meydanı ışıklarından kalkan bir araç Ordu yönüne seyahat ediyorsa eski kaymakamlık lojmanına gelene kadar 120 sürat hızı buluyor. Orada yaya geçidi çizgileri var. 120 süratle giden araç eğer o alanda yaya varsa durma şansı olabilir mi?
Bunun tersini düşünelim. Fiskobirlik sapağı ışıklarından kalkan ve Samsun istikametine giden bir araç Mal Pazarı sapağındaki yaya geçidi çizgilerine gelinceye kadar an az 120 sürate ulaşıyor. O yaya geçidinde de bir yaya var. 120 km. hızla giden araç durabilir mi?
Bildiğim şu: yaya geçidi çizgilerini gören vatandaşlarımızın kontrolsüz bir şekilde karşıdan karşıya geçmeleridir. Bu geçişler yeni trafik yasasına göre yayaların geçiş üstünlüğünden kaynaklıdır. Oysa uluslararası transit yollarda bu uygulama var mıdır ve hangi koşullarda uygulanır? Bunu ilçe trafik komisyonu yeniden değerlendirmeli. Çünkü iki gün önce yaşanan kaza da yaya geçidinden geçen anne ve kızı transit yolda seyahat eden bir aracın çarpması sonucu hayatlarını kaybettiler. 
Ben kazalarda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın dikkatsizliklerden ötürü öldüklerini düşünüyorum. 
Transit şehir geçişlerinde de yaya geçiş çizgilerinin uygunsuz alanlara çizildiğinden. 
Fatsa trafik komisyonu bunu tekrardan gözden geçirmeli diyorum. 
 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde