28 Mart 2024

HİLMİ GÜLER TASARRUFU TERCİH EDİYOR

  • PDF
Ramazan ayının üçüncü günündeyiz. 
Bütün okuyucularımıza hayırlı ramazanlar diliyoruz. 
Bilindiği üzere Ordu Büyükşehir Belediyesi ramazan aylarında her ilçede geniş kapsamlı iftar yemekleri veriyordu.
Bu ramazanda bu yemekler olmayacak. 
Bu kararı büyükşehir belediye başkanı Hilmi Güler aldı.
Muhtemelen tasarruf olması amacıyla böyle bir karar alındı.
Yemeklerin maliyeti her yıl 3 milyon TL. imiş.  Bu rakam bir yemek şirketinin kasasına gidiyordu. Ancak Hilmi Güler bu yıl iftar yemekleri uygulamasına son verdi.
Hatta sayıları 9 olan lüks makam araçlarının 7’sinin sözleşmelerini göreve başlar başlamaz sonlandırmıştı. Bu tavırda bir tasarruf yapma uygulamasıydı. Hovardaca kullanılan yetim haklarına sahip çıkma hamleleriydi. Kiralık makam araçlarının sözleşmelerinin sonlandırılmasından ötürü yine milyon TL.’lere varan tasarruf yapılacaktır. 
Tasarrufa dönük alınan kararlar çok isabetli karardır.  
Şova dönük yemekler muazzam bir israfı da beraberinde getiriyordu. Hem milyonlarca liralık bir gider, hem de yapılmaması gereken bir israftı. En başından beri bunun israf olduğunu hep söyleye gelmiştik. Eleştirilerimiz olmuştu.
3 milyon liranın yatırıma, hizmete dönüştüğünü düşünsenize. Zaten yüklü miktarlarda borçla devir alınan belediyelerde kaynak sıkıntısı var. Dolayısıyla şov yapma uğruna yapılacak olan iftar yemeklerinin iptal edilmesi isabetli olmuştur. Bir kuruşun bile hesabı yapılmalıdır.  
Butik bir kent olmaya aday olan ilimiz ve ilçelerimizde 3 milyon lira ile neler yapılmaz ki?
Bu tasarruflarla daha güzel bir Ordu hayali gerçekleşmez mi?
Ben diyorum ki; Hilmi Güler Ordu’ya iyi gelecek. 
Başlangıç olarak doğru hamleler yapıyor. 
Birde şu tebrik ziyaretleri son bulup herkes işine gücüne odaklansa ne iyi olacak. Boş yere kimseyi meşgul etmemek gerekir derim.
Seçim öncesi Ak Parti çevreleri hep şunu iddia etmişlerdi. 
“Hilmi Güler proje adamıdır”
Bu iddia somutlaşacak sanırım. Gerçekçi ve realist projeler göreceğiz. Umarım “Butik Kent” hayalimiz ve idealimiz gerçeğe dönüşür. Daha işin çok başındayız. Bekleyip göreceğiz. 
 
VAH DEMOKRASİM VAH
Demokrasi önemli bir yönetim biçimi ve toplumların asla vazgeçmemesi gereken bir kavramdır. Dünya üzerinde demokrasiden daha iyi bir yönetim şekli bulunamamıştır. Bulunana kadar demokrasiye devam edilecektir.
Demokrasi aynı zamanda kurumlar, kuruluşlar ve kavramlar bileşkesidir.  
Demokrasi yoksa kurumlar olmaz. Hukuk olmaz. Kuvvetler ayrımı olmaz. Kamu vicdanı olmaz. Adalet duygusu olmaz. Hak olmaz. Kamu düzeni olmaz. 
Bu anlayıştan yola çıkılırsa Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’da demokrasinin kurumlarının içinde bir kuruluştur. 
Görevleri ve sorumlulukları vardır. Verdiği kararlar hem demokrasi ve hukuka uygun olacak hem de kamu vicdanını sızlatmayacak. 
YSK ramazan ayının birinci gününde aldığı bir kararla İstanbul büyükşehir belediyesinin seçimlerinin iptaline karar verdi. 
Yargı kararıdır uygulanacak. 
Ancak binlerce eleştiri, milyonlarca tepkiyle karşı karşıya kalacak. Çünkü vicdana ve hukuka sığmayacak bir karar almıştır. Bu kararıyla milli iradeyi yaralamıştır. Sandıktan çıkan sonucu yerle yeksan etmiştir. İstanbulluların iradesini hiçe saymıştır. 
Aslında bu karar karşısında tüm sağduyulu kesimler, duyarlı toplum kesimleri, sağ ve sol aydınlar, AK Partinin aydın tabanı şunu sorgulamalıdır. 
“Acaba demokrasi kültürümüzden birileri bir şeyler mi götürüyor? Demokratik kazanımlarımızdan geri mi düşüyoruz. Demokrasimizin altı mı oyuluyor” 
Oysa Türk toplumu demokrasi, hak ve özgürlükler, ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, hukukun üstünlüğü kavramlarından hiç vaz geçmeyecektir, geri düşmeyecektir. Bunun bilinmesini isteriz.
İstanbul seçimlerinin yenilenmesi bir yargı kararıdır. 
Ancak iradeyi yine millet koyacaktır. Çok önemsediğimiz “MİLLİ İRADE” İstanbul’da yeniden tecelli edecektir. 
Toplumumuz 31 Mart tarihinde de bir irade ortaya koydu. 
Kimimiz A partisine, kimimiz B partisine oy verdik. 
Bu doğal tercih sonucunda bir sonuç ortaya çıktı. Kimimiz AK Partiliydik CHP’ye oy vermiştik, kimimiz CHP’liydik AK Partiye oy vermiştik. 
Yine aynısı olmayacak mı? 
Seçmen tercihleri zamanın ruhuna uygun ölçülerde değişmeyecek mi? 
Tabii ki değişecek. Kaldı ki; bu bir yerel seçim. 
Örneğin ben kendimden örnek verecek olursam; yerel seçim olması nedeniyle AK Parti adayına oy verdim. 
Niye? 
AK Parti adayının ilçemi daha iyi yöneteceğine kanaat getirdim. Ve tercihimi AK Parti adayından yana kullandım.
Bu değişimler olacaktır. Takım tutar gibi parti tutmanın bir anlamı yoktur. Kim daha kaliteli kişilik, düzgün yaşam, hakkaniyetli yönetim vaat ediyorsa onu tercih edebilmeli. 
İstanbul’da da biliyorum ki; yüzbinlerce AK Partili Ekrem İmamoğlu’na oy vermiştir. 
23 Haziranda da yüzbinlerce AK Partili yeniden İmamoğlu’na oy verecektir. Hatta artarak verecektir. Veya tersi olacaktır. Binlerce başka partilere oy vermiş seçmen AK Partiyi tercih edecektir. Demokrasi, milli irade işte tam da budur. 
Şimdi yapılmış bir seçimin tekrarını göreceğiz.
Fakat mutfaktaki yangını, hayat pahalılığını, ekonominin çöküşünü kim görecek. 
Esnafın, yoksulun, ücretlinin feryadını kim görecek.
23 Haziran görmeyenlerin gözlerini açacak olmasın!!!
“VAH DEMOKRASİM VAH”
 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde