İki Enver; Biri paşa, biri başkan. Paşa Alman ordusuna, başkan ise yetiştiği ve hizmet verdiği  AKP’ye hayran. Paşa 1914’ten itibaren Fevzi Paşa, Kazım Paşa ve Mustafa Kemal gibi kurmaylarla arasını açmış, Enver başkan da partisinin bakanları ve yöneticileriyle dalaşmıştı.

     Paşa, 27  yaşında “Hürriyet Kahramanı” olarak öne çıkarken, başkan da Ordu benden sorulur ve   şerifi benim havasından çıkmamıştı. Paşa’nın 1908’te sahip olduğu gücün daha fazlasına, 2014 Mart’ında sahip olduğunu sandı. Ama bilmeliydi ki ülke ve partisi tek adamın elindeydi.   

     Paşa, 31 yaşında miralaylığa terfi ederek idarede söz sahibi, başkan da 44  yaşında en küçük büyükşehir olan Ordu’ya başkan olmuştu.

     Sarıkamış yenilgisi Paşa’nın düşüş noktası olmuşsa, ayak oyunlarının çayıra çıktığı yayla şenlikleri ve Kurtulmuş’un  güç kazanışı da başkanın çöküşü olmuştur. Paşa, Rus ordusuna karşı savaşırken şehit, başkan da işlemeyen ülke ve parti içi demokraside niyazi oldu! Yani ikisinin de sonu hüsran... 

     Görevden alınan bir sürü başkanlardan sonra sıra ilimize geldi.  Başkanın, daha önce afaroz edilenler için halkın seçtikleri böyle görevden alınamaz, böyle demokrasi olmaz diye sesini değil, çıtını bile duymadık. Şimdi demokrasi başkana da lazım oldu. Bay başkan, siyaset anlayışınızda demokrasi yerine biat kültürü olduğu için, “bize dokunmayan yılan bin yaşasın” dediniz.  Ülkeye yaptığınız kötülüklerden biri de insana dilini bile yutturan biat kültürünüzdür. “Söylenecek o kadar söz var ki” dediniz ama söyleyemediniz.

     Sizde millet iradesi yok, karın ağrısı var! Ancak kendi oyunuzu kalbinizin derinliklerinde küllendirebilirsiniz. Yüzde % 54,5 oran ile 239 574 oyu küllendirme hakkınız olmadığını çok iyi biliyorsunuz. Şimdi açıklamasanız bile tarih bu işin şahiti olacaktır.

     Halkın seçtiğini bir kişi alıyorsa, bunun karşılığı millet iradesine saygısızlıktır. Yok efendim, “ Metal yorgunluğu, yeniden yapılanma vs. masaldır, masal.” Ama gerçek olan tek adam..!

     Kalbinizin derinliklerini verdiğiniz  seçmenden, görevden alınınca olan biteni saklarsanız, demokrasiyi de inkar etmiş olursunuz. 

     Kimi “partimize zarar gelmesin, kimi reisimizin emrindeyiz, kimi içinde küllendirir, kimi örgüt disiplini, kimi yine siyasetten rantlanma düşüncesi” derken ve halkın iradesi boşa giderken, oyları kıymetsiz zavallılar da ha bire alkışlıyor! Acı ve umutsuz vaka da bu zaten..!

     Eğitimini aldığınız hukuku işletmediğinize ve dillendiremediğinize göre demokrasi yazılı olduğu yerde kaldı!  Sizin gibi hukukçuların hakkını aramak demokrasi adına yine bize kaldı... Bir umutsuz vaka da bu değil mi, devrik başkan!

     Milli irade ilimizde de  emire kurban edilirken, irade sahipleri para etmez fındık kabuğuna mı girdi! İrade sahiplerinin, “kral öldü, yaşasın yeni kral” dalkavukluğu dolardan bile fazla arttı. Yalakalık enflasyonu durdurulamaz hale geldi!

     Seçimle gelen seçimle ya da yargıyla gider. Tersi durum demokrasinin cenaze namazını kılmaktır. Salasını duyduk, Allah rahmet eylesin...