FINDIKTA NE ZAMAN KAZANACAĞIZ?

Çarşamba, 05 Ağustos 2020
 SOL Parti Ordu İl Başkanı Turgay BEKGÖZ basın açıklaması yaptı. Yaptığı açıklama şu şekilde;
 “Dünya fındık üretiminin %75’ini tek başına üreten  fındık üreticilerimiz  yıllardır ağır bir sömürü altında yaşamaktadır. Fındık piyasasında güçlü bir müdahale kurumu bulunmadığı için piyasa birkaç şirketin insiyatifine kalmıştır. Tekelleşme nedeniyle piyasada arz/talep dengesi sağ-lanamamaktadır. 2014 yılı don afetinden fındık fiyatı 22 liraya kadar yükselmişti. 2016 yılı hasadının ardından 14 lira dolayında seyretti. Ancak daha sonra 8 liraya kadar geriledi. 2017’de yapılan referandumun ardından TMO kilosu 10 liradan piyasaya girdi. Ama fiyatlar serbest piyasada 9-10 lira seviyesinde kaldı.TMO 2019 fındığını 16- 16.50 lira olarak alımlara başlamış, serbest piyasada 14.50-15 liradan başlayan alımlar ancak 2020 yılı itibariyle yukarı doğru evrilmiştir. ( Üreticinin elinde fındık kalmadığı veya çok az fındık olduğu dönem) haziran ayında serbest piyasada 26 lirayı bulmuştur. 2020  hasat dönemine girdiğimiz bu günlerde çok uluslu gıda ve tarım şirketleri üreticinin elinden ucuza almak için taban fiyat 22 lira açıklandığı halde 19 liraya almaktadırlar.  TÜİK raporuna göre 2019 yılı fındık rekoltesi 800 bin ton olan fındığın  26 liradan 2020 TÜİK raporuna göre 500 bin tonlara düşmesi fiyatın yükselmesi gerekirken düşmesini engelleyememiştir. 
 
Bu duruma gelinmesinde 2000’li yılların başında IMF ve Dünya Bankasının dayattığı neoliberal politikaların sonucunda FİSKOBİRLİK’in yaşadığı yapısal dönüşümün payı büyüktür. Çünkü üreticiler lehine piyasayı düzenleyen ürün alım garantisi sunan bir yapı ortadan kaldırıldı.Tüccarlar karşısında  fındık üreticileri örgütsüz, tek başına bırakılan  üreticiler de piyasanın kolay lokması haline getirildiler. Örgütlü ve bir arada olan aracı-tüccar, ihracatçı ve küresel tarım şirketleri fındık politikalarının   tek belirleyeni  oldular.  
 Fındık işlendiği zaman katma değer kazanan bir ürün.  Fındık üreticilerinin örgütsüzlüğü ve ürünlerini birlikte işleyebilecekleri ortak bir işletmelerinin de olmamasından dolayı  fındık piyasasına müdahale edemiyor, bu durum fındık üreticilerini tüccarların , şirketlerin ve çikolata sanayinin belirlediği fındık fiyatlarına mahkum hale getiriyor.. Peki durum böyle diye tüccarlara şirketlere teslim olmak mı gerekir. Elbette hayır. 
FINDIKTA SÖMÜRÜYE SON  
HALKIN ACİL TALEPLERİ KARŞILANSIN   
Fındıkta taban fiyatı uygulamasına dönülmeli, maliyet+%25 kar payı+insanca yaşam payı üzerinden belirlenerek Fiskobirlik devreye sokulmalı, devlet tarafından gerekli finansal destek sağlanmalıdır. 
 Ferrero ve emperyalist tekellerin faaliyetlerine son verilmelidir. 
 Fındığa devlet desteği yeniden sağlanmalı, fındık alımı devlet tarafından gerçekleştirilmeli, tefeci - tüccar sömürü mekanizması ortadan kaldırılmalıdır. 
Fındık üreticilerinin örgütlenmesi önündeki engeller kaldırılmalıdır.  
Sözleşmeli çiftçilik uygulanmasının önünü açacak, toprak satışını zorunlu kılacak yasalar kaldırılmalıdır. 
Kooperatifleşme teşvik edilmeli, Fiskobirlik ve kooperatifler üreticilerin doğrudan yönetimlerine katılacağı, söz ve karar hakkına sahip olacağı bir biçimde demok-ratikleştirilmelidir.  
Fındık üreticileri sosyal haklara kavuşturulmalıdır. 
 
Fındık işçilerinin emeğinin karşılığını alabilmesi için insanca yaşam ve sosyal hakları temel alarak ücret belirlenmelidir. 
Mevsimlik tarım işçilerinin sosyal hakları, insanca koşullarda barınma ve çalışma imkanları sağlanmalıdır. “